8. Hukuk Dairesi 2013/443 E. , 2014/4014 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2012
NUMARASI : 2009/21-2012/102
H.. D.. ve müşterekleri ile M.. Ç.. ve müşterekleri aralarındaki alacak davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 29.05.2012 gün ve 21/102 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili ile davalı Meryem vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR
Davacılar vekili, dava dilekçesinde vekil edeninin babası Ş.. Ç..’nin kardeşleriyle birlikte babaları H..Ç..den miras kalan tüm gayrimenkul ve menkulleri 10.10.1974 tarihli harici satış senediyle 15.000 TL karşılığında satın aldıklarını, satın alınan yerler arasında 14 nolu parselin de yer aldığını, bu parselle ilgili ortaklığın giderilmesi davası açıldığını ve satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verildiğini, yerin tamamı vekil edenlerine ait olduğu halde satışlar tapuya işlenmediğinden satış bedelinden diğer davalıların da hak alması söz konusu olduğunu bu nedenle bu davayı açtıklarını açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 40.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 05.02.2010 tarihili dilekçesiyle de ..nolu parselin tamamının davacı vekil edenlerinin babası Ş..Ç...’ye ait iken devrinin yapılmaması dolayısıyla malik gözüken davalılardan söz konusu yerin ihaleyle satılmasından elde edilen bedelin davacılara verilmesi talebi olduğunu, ancak dava konusu taşınmazın ihaleyle satılmadığından bu kere alacak taleplerinin öncelikle davalılar adına olan tapu kaydının iptaliyle vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tescili şeklinde değiştirdiklerini ve davalarını bu şekilde ıslah ettiklerini açıklamıştır.
Davalılardan Şaban cevap dilekçesinde davanın reddine karar verilmesini savunmuş daha sonra 27.04.2010 tarihli yargılama oturumunda ise davayı kabul ettiğini ancak yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmak istemediğini beyan etmiştir.
Davalılardan H.. D.. ve A.. B.., Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi kanalıyla davayı kabul ettiklerine ilişkin imzalı beyanlarını içeren dilekçeyle kimlik fotokopilerini eklemek suretiyle dilekçe sundukları belirlenmiştir.
Davalılardan Mustafa, Şükriye, Meryem, Selvinaz (Servinaz), H...F...ve Fikri 28.04.2009 tarihli yargılama oturumunda davayı kabul etmediklerini ve reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı Emine ve İsmail cevap dilekçelerinde davayı kabul etmediklerini ve reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, “…açılan davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine, davacıların tapu iptali ve tescile yönelik talebinin reddine, davalı F.. Ç.. hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalılar Ş.. S.., H.. D.. ve A.. B..’in davayı kabulleri nedeniyle ve R.. T.. mirasçıları H.. D.., M.. D.., Ş... D..., Selvinaz (Servinaz) Tunca ve İ.. T.. hakkında açılan davanın kısmen kabulüyle davacılar hissesine düşen 1960 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine…” karar verilmesi üzerine hüküm davacılar vekili tarafından esastan, davalı M.. T..vekili tarafından ise vekil edeni M..T.. (Ç..)’nin ismi gerekçe kısmında yer aldığı halde hüküm fıkrasında yer almamış olması ve ayrıca reddedilen tapu iptali ve tescil davası bakımından yararlarına vekalet ücretinin taktir edilmemesi bakımından temyiz edilmiştir.
Dava, davacı tarafın dayandığı 10.10.1974 tarihli gayrimenkul ve menkullerin satışına ilişkin sözleşmeye dayalı olarak miras payının devri niteliğindeki bu sözleşme gereğince TMK’nun 677.maddesine dayalı olarak açılan iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı dava dilekçesinde öncelikle harici satış senedinde yer alan bedelin (40.000 TL)’nin tahsili isteğinde bulunmuş daha sonra ıslah dilekçesiyle ortaklığın giderilmesine konu yapılan taşınmazın ihale yoluyla satılmadığını, bu nedenle öncelikli isteklerinin tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde gerçek değerin tahsili isteğine ilişkin olduğunu bildirmiştir. Mahkemece, davacıların miras bırakanı ve 14.06.1990 tarihinde ölen Şükrü ile kök muris H..Ç..nin diğer mirasçılarından Hamit kızı R.. T.., merhum S.. D.. mirasçıları H.. D.., A.. D.., Ş.. D.. tarafından düzenlenen 10.10.1974 tarihli “ Tarla ve Arsa Satış Senedidir” başlıklı sözleşmenin harici satış senedi niteliğinde olduğu kabul edilerek değerlendirme yapıldığını, harici satış senetlerine dayalı alım satımlarda herkesin verdiğini ve aldığını iadeyle mükellef olduğunu, gerekçe gösterilmek suretiyle denkleştirici ahlak kuralları gereğince uyarlama yapılarak belirlenen bedel bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir.
10.10.1974 tarihli harici satış senedi ile alım satım yapıldığı biçiminde görülmekte ise de, esasen muris H..Ç..’den kalan taşınmazda Hamit kızı R... T.. ile S..D..’un mirasçılarından Hüseyin, Ayşe ve Şaban’ın yapılan senetle terekeye dah.... nolu parseldeki miras paylarını söz konusu senetle diğer mirasçı ve davacıların miras bırakanı Ş.. Ç..’ye devrettikleri böylece söz konusu senedin TMK’nun 677.maddesi kapsamında miras payının devri niteliğinde olduğunun kabulü sonucuna ulaşılmaktadır. Miras payının devri tapulu taşınmazlarda yazılı biçimde yapılması anılan madde hükmü gereğidir. Söz konusu maddede resmi şekil aranmamış sadece miras payının devrinin adı yazılı şekilde yapılmasının yeterli olduğunu vurgulamıştır. Şu halde 10.10.1974 tarihli miras payının devrine ilişkin sözleşmenin geçerli olduğunun kabulü gerekir.
Yargıtay uygulaması gereğince miras payının devrine konu sözleşmeler ayni hakkı (mülkiyet) içerdiğinden zamanaşımına tabi olmadığı kabul edilmektedir. (2. HD. 06.03.2003 tarih ve 1900 Esas, 2003/2981 Karar; 2. HD. 12.04.2004 tarih ve 3280 Esas, 2004/4656 Karar; 2. HD. 15.02.1955 tarih ve 821 Esas, 1955/1427 karar, 1. HD. 28.02.1984 tarih ve 1206 Esas, 1984/2145 Karar). O halde somut olayda 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 125.maddesinin somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Geçersiz sözleşmeler bakımından ise 7.6.1939 tarih ve 1936/31 Esas, 1939/47 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararına göre “ taşınmazın haricen satışına ve satışının vaadine ilişkin muameleler kanunen geçerli bulunmamış ise de, satıcının bu işle görevli memur önünde ferağın icrasını ve aksi taktirde almış olduğu bedelin geri verileceğini taahhüt etmiş ve alıcı ile aralarında kararlaştırılmış bulunan bedeli bu şartla satıcıya vereceğini taahhüt etmiş ise bu gibi uyuşmazlıklar Borçlar Kanunu"nun 125.maddesine (6098 sayıl TBK.m.146) göre 10 yıllık zamanaşımına bağlıdır. Zamanaşımı süresinin başlangıcı ferağdan cayma ve imtina tarihidir”. Ancak somut olayda söz konusu sözleşme geçersiz bir sözleşme olmayıp TMK’nun 677.maddesi gereğince düzenlenen miras payının devri niteliğinde bir sözleşme olup öncelikli istek tapu iptali ve tescil olduğuna göre öncelikle bu hususun değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davalı F.. Ç.. vekilinin dilekçesi temyiz dilekçesine cevap dilekçesi niteliğinde olup, hükmün onanmasını istediğinden bir temyiz dilekçesi niteliğinde olmadığı saptanmıştır. Davalı M.. T.. vekilinin temyiz dilekçesinde yer alan vekil edeninin isminin hükmün gerekçesinde yer aldığı halde hüküm fıkrasında yer almaması yönündeki savunması doğrudur.
Mahkemece hüküm kurulurken HMK’nun 297.maddesinin kapsamının gözönünde bulundurulması hak ve yükümlülüklerinin açık bir biçimde hüküm fıkrasında belirtmesi zorunludur. Bu bakımdan M.. T..’nın isminin hüküm fıkrasında yer almaması doğru değildir.
Kabule göre, davalı E... M..hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi yerinde görülmemiştir.
Şu halde mahkemece yapılacak iş 10.10.1974 tarihli senedin TMK’nun 677.maddesi kapsamında miras payının devri niteliğinde olduğunun kabulüyle iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken öncelikli ve terditli istek tapu iptali ve tescil olduğu halde bedel yönünden hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
Davacılar vekili ile davalı M...T.. vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK" nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 116,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı Meryem"e iadesine, 11.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.