Taksirle yaralama suçundan sanık ..."ın mahkumiyetine sanık ..."ın beraatine ilişkin hükümler, sanık müdafii ve mağdur vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 18 yaşından küçük mağdura atanan zorunlu vekilin sanığın cezalandırılmasını talep ettiği ve mahkemece katılma hakkı bulunduğunun hatırlatılmadığı da dikkate alındığında CMK"nın 260. maddesi uyarınca hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradesini ortaya koyan mağdur vekilinin, CMK"nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede: 1)Sanık ..."ın mahkumiyetine ilişkin hükmün temyizen incelenmesinde; Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK"nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL"ye kadar (2000 TL. Dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanunun 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL. Dahil) adli para cezalarının 5320 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu, sanık hakkında taksirle yaralama suçundan 12.02.2015 tarihinde verilen 3.000 TL adli para cezasından ibaret mahkumiyet hükmüne karşı suç niteliğine ilişkin de herhangi bir temyiz istemi bulunmadığından sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE; 2)Sanık ..."ın beraatine ilişkin hükmün temyizen incelenmesinde; Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık tarafından unsurları itibariyle oluşacak biçimde işlediğine dair cezalandırılmasına yetecek her türlü şüpheden uzak tam bir vicdani kanaat oluşturucu delil elde edilemediğinden işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 10.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.