Resmi belgede sahtecilik - resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2012/28844 Esas 2014/15535 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2012/28844
Karar No: 2014/15535
Karar Tarihi: 23.09.2014

Resmi belgede sahtecilik - resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2012/28844 Esas 2014/15535 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, resmi belgede sahtecilik ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçlarıyla suçlanmaktadır. Ancak, suçların oluşabilmesi için belgenin doğruluk gücüne sahip olması gerekmektedir. Ayrıca, başkasının kimlik bilgilerini kullanmak için suçun işlenmesi gerekmektedir. Sanık, sahte kimlik belgesi ibraz ederek kendisini farklı bir isimle tanıtmıştır. Ancak, sahte belgeye dayalı olarak suç isnat edilemez. Ayrıca, farklı tarihlerde farklı kurumlarca sahte belge düzenlenmesi nedeniyle suçun unsuru olan TCK'nun 43. maddesi uygulanmalıdır. Sanık hakkındaki infaz tarihi de tartışılmamıştır. Adli emanetteki belgenin müsadere edilmesine karar verilmelidir. TCK'nun 206. maddesi, resmi belgede sahtecilik ve TCK'nun 268. maddesi, başkasının kimlik bilgilerini kullanmak suçlarını tanımlar. Ayrıca, TCK'nun 58. maddesi, hükümlülerin hakları hakkında düzenlemeler yapar. TCK'nun 53. maddesi ise hak yoksunluklarını belirler.
11. Ceza Dairesi         2012/28844 E.  ,  2014/15535 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 11 - 2010/150794
    MAHKEMESİ : Batman 1. Asliye Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 08/12/2009
    NUMARASI : 2009/90 (E) ve 2009/984 (K)
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak

    Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
    1-) TCK"nun 206. maddesindeki "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak" suçunun oluşabilmesi için, sanığın açıklamaları üzerine oluşturulan resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gereklidir. Beyanı alan memur bu beyanın doğruluğunu araştırıp tahkik etmek ve daha sonra edindiği kanaata göre resmi belgeyi düzenlemek durumunda ise, bir başka ifade ile resmi belge sadece sanığın beyanına göre değil de memur tarafından yapılacak inceleme sonucuna göre meydana getirilmekte ise maddede tanımlanan suç oluşmayacaktır.
    TCK"nun 268. maddesinde tanımlanan “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunun oluşması için ise, failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, kimlik bilgilerini kullandığı gerçek kişiyi işlemediği bir suçun faili olarak göstermesi gerekmektedir.
    Somut olayda; durumundan şüphelenilerek kimliği sorulduğunda, üzerinde kendi fotoğrafı bulunan A.. E.. adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanını ibraz ederek kendisini bu isimle tanıtan sanık hakkında düzenlenen tutanak ve belgelerin beyanına göre değil, ibraz ettiği sahte kimlik belgesine göre düzenlenmiş olması nedeniyle TCK"nun 206. maddesindeki suçun oluşmadığı gibi herhangi bir suç isnadı olmaksızın durumundan şüphelenilerek yakalananan sanığın sahte kimlik ibraz etmesinin, aynı Kanunun 268. maddesindeki suçu da oluşturmayacağı, eylemin kül halinde “resmi belgede sahtecilik” suçunu oluşturacağı gözetilmeden, yazılı şekilde uygulama yapılması,
    2-) Ç.. mahallesi muhtarlığından aldığı 02.06.2007 tarihli Nüfus Cüzdanı Talep
    Belgesi ile 04.06.2007 tarihinde Batman Merkez Nüfus Müdürlüğünden D..... seri numaralı nüfus cüzdanını alıp kullanan sanık hakkında, farklı tarihlerde farklı kurumlarca sahte belge düzenlenmesini sağlaması nedeniyle TCK.nun 43.maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    3-) Adli sicil kaydındaki hükümlülüklerine ilişkin ilamların kesinleşme ve infaz tarihlerini içeren onaylı örnekleri getirtilip incelenerek, sanık hakkında TCK"nun 58. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
    4-) 5327 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından şartla tahliye tarihine kadar, diğer hak yoksunluklarının ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanacağının gözetilmemesi,
    5-) Adli emanetteki sahte nüfus cüzdanının, dosyada delil olarak saklanması yerine müsaderesine karar verilmesi,
    Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükümlerin bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi gereğince, sonuç ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 23.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.