21. Hukuk Dairesi 2007/24527 E. , 2008/8284 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bursa 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/07/2007
NUMARASI : 2006/118-2007/895
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Taraflar arasındaki iş kazası sonucu davacılar tarafından talep olunan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin Mahkemece verilen 12.07.2007 tarihli karar, davalılardan H.Arıtma İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. vekilince süresinde temyiz edilmiş olup, bilahare H.Arıtma İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. vekilinin vekaletnamesindeki yetkisine binaen temyiz talebinden feragat etmiş bulunduğundan H.Arıtma İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. vekilinin vaki temyiz talebinin feragat nedeniyle reddine,
2-Dosyadaki yazılara,toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalılardan B.Sanayi ve Ticaret Odası OSB Başkanlığının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
3-Dava, davalılardan B.Sanayi ve Ticaret Odası OSB Başkanlığına ait işyerinde geçirdiği iş kazası sonucunda vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalılardan H.Arıtma İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti.’ne kusur verilmediği için bu davalı yönünden hak sahiplerinin istemlerinin reddine, diğer davalı yönünden ise istemlerin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkin bu tür davalarda haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından hak sahiplerine bağlanan gelirin Peşin Sermaye değerinin belirlenen tazminattan düşürülmesi gerektiği Yargıtay"ın oturmuş yerleşmiş, görüşlerindendir. Bu bakımdan, davanın niteliği gözönünde tutularak öncelikle hak sahiplerine Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından iş kazası nedeniyle gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılması, gelir bağlanmış ise, bildirilen miktarın, tazminattan düşülmesi, gelir bağlanmamış ise bu yön, hak sahibinin tazminat hakkını doğrudan etkileyeceğinden hak sahibine; 4958 sayılı Yasa’nın 35.maddesiyle değişik 506 sayılı Yasanın 24.maddesi gereğince gelir bağlanması için Sosyal Sigortalar Kurumuna müracaat etmesi giderek dava açması için önel verilmesinde yasal zorunluluk olduğu açıktır. Başka bir anlatımla, hak sahipleri tarafından Kurum aleyhine açılan davada, 506 Sayılı Yasanın 24.maddenin öngördüğü koşulların oluşmadığının saptanması durumunda; hak sahiplerine, gelir bağlanmayacağı giderek, hak sahiplerinin, destekten yoksun kalma tazminat isteme hakkına sahip olmayacağı açık-seçiktir.
Somut olayda, Kurumun 04.05.2006 tarih ve 078963 sayılı yazısında sigortalı İ.T.’in hak sahiplerinin tahsis işlemlerinin devam etmekte olduğu, işlemler tamamlandıktan sonra bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerlerinin gönderileceğinin bildirildiği, ancak işlem sonucu beklenmeden alınan hesap raporuna göre karar verildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan olayın Kurum tarafından iş kazası olarak kabul edildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmakta ise de SSK müfettişi tarafından düzenlenen rapor da dosyaya getirtilmemiştir.
Yapılacak iş; davanın niteliği gözönünde tutularak, öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığı hususunda SSK müfettişi tarafından düzenlenen raporu getirtmek, hak sahiplerine bağlanan gelirin ne olduğu Kurumdan sorulmak ve bildirilen miktarı zarardan düşmek, hak sahiplerine gelir bağlanmadığının bildirilmesi durumunda hak sahiplerine; gelir bağlanması için Kuruma başvurmaları giderek dava açmaları yönünden önel verilmek ve verilen önelin sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün, temyiz edenin sıfatı da nazara alınarak yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 29.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.