12. Ceza Dairesi 2018/319 E. , 2018/9502 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : CMK’nın 231/11. maddesi gereğince TCK"nın 179/2, 31/3, 62/1 maddeleri gereğince mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hüküm, suça sürüklenen çocuk ve suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan suça sürüklenen çocuk hakkında yapılan yargılama sonucunda, Türk Ceza Kanunu’nun 179/2, 31/3, 62/1 maddeleri gereğince 16 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuk hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, Çocuk Koruma Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca 3 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair Dursunbey Sulh Ceza Mahkemesinin (Çocuk Mahkemesi Sıfatıyla) 25.01.2013 tarihli ve 2012/92 esas, 2013/15 karar sayılı kararının 08.04.2013 tarihinde kesinleşmesini müteakip suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde 19.07.2014 tarihinde kamu görevlisine hakaret suçunu işlediği ve Dursunbey Asliye Ceza Mahkemesi”nin bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verdiği, hükmün 23.12.2014 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair Dursunbey Asliye Ceza Mahkemesi’nin 26.06.2015 tarihli ve 2015/24 esas, 2015/64 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre; suça sürüklenen çocuk müdafiinin trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun gerçekleşmediğine dair ve süre tutum dilekçesi vererek kararı temyiz ettiği anlaşılan suça sürüklenen çocuğun temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının, karşı oy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi ise 1412 sayılı Kanunun 308/7 ve 5271 sayılı CMK’nın 289/1-g bendi uyarınca hukuka kesin aykırılık halini oluşturacaktır. Ayrıca Ceza Muhakemesi Kanununun 230. maddesi uyarınca, hükmün gerekçesinde, suç oluşturduğu kabul edilen eylemin gösterilmesi, bunun nitelendirmesinin yapılması, Ceza Kanununda öngörülen sıra ve esaslara göre cezanın ve ayrıca cezaya mahkûmiyet yerine veya yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine ya da ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususa ilişkin istemlerin kabul veya reddine dair dayanakların gösterilmesi zorunludur. Gerekçe, hükmün dayanaklarının, akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun açıklamasıdır. Bu nedenle, gerekçede hükme esas alınan veya reddedilen bilgi ve belgelerin belirtilmesi ve bunun dayanaklarının gösterilmesi, bu dayanakların da, geçerli, yeterli ve yasal olması gerekmektedir. Bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime olanak sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunmakta olup, bu ilkelere uyulmadan yalnızca hükmün açıklanmasının koşullarının oluştuğuna yönelik tartışma içerir ancak delil tartışılması içermeyen kararla hükmün kurulması,
Kanuna aykırı olup, suça sürüklenen çocuk ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün sair yönleri incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 10.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.