Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/26621
Karar No: 2019/8298
Karar Tarihi: 16.09.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/26621 Esas 2019/8298 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/26621 E.  ,  2019/8298 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki maddi-manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    K A R A R
    Davacılar vekili; müvekkillerinden ..."in 14/10/2008 tarihinde davalı hastanede, diğer davalı kadın doğum uzmanı ..."in kontrolünde normal doğum yaptığını, doğum sırasında yapılan hatalı uygulama neticesinde sakat bir bebek dünyaya getirdiğini, davalıların kusurlu olduklarını, davacı ..."in 9 ay boyunca davalı doktor ... gözetiminde hamilelik sürecini geçirdiğini, kontrollerine aksatmadan devam ettiğini, doğum şeklinin de doktor tavsiyesi ile normal doğum olarak belirlendiğini ve beklenmedik bir durum olursa sezaryen olacağının kararlaştırıldığını, davacının 14/10/2008 günü sabahtan hastaneye yattığını, 18.00"a kadar bekletildiğini, diğer doğumlar bittikten sonra bebeğin durumu, rahimin son durumu, çatının kontrolü yapılmadan normal doğuma hazır olup olmadığı kontrol edilmeden doğuma başlandığını ve aşırı kuvvet uygulandığını, tüm çabalara rağmen bebek gelmeyince vakum yöntemi ile bebeğin gelmesinin sağlandığını, bebeğin çatalda kalması üzerine başka bir erkek doktorun acilen duruma müdahale ettiğini ve doğumun gerçekleştiğini, doğumdan sonra davacının bebekte anormallik görmesi sonucu 15/10/2008 tarihinde film çekildiğini ve küçük ..."nın sol kolunda bir sakatlığın varlığının tespit edildiğini, çeşitli hastanelerde botoks, fizik tedavi ve bir takım ameliyatlar olduğunu ancak durumun kalıcı sakatlık olduğunun tespit edildiğini, ayrıca küçük ..."nın doğumdan kaynaklanan %70 oranında kulakta işitme kaybının da varlığını yeni öğrendiklerini, davacı ..."ın ..."de çalıştığını, bu olay nedeniyle işini aksattığını, elinde ne varsa bu yolda harcadığını beyan ederek; tüm bu nedenlerle 21.000,00 TL maddi tazminat ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar, davanın süresinde açılmadığını 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, davanın zamanaşımından usulden reddine, karar verilmiş; hüküm; davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacılar, davacı ..."in 14/10/2008 tarihinde davalı hastanede diğer davalı doktor ..."in gerçekleştirdiği doğumda, doktorun dikkatsizlik ve tedbirsizliği sonucu çocukları ... Solak"ın sol kolunda sakatlık ve işitme kaybı oluştuğunu belirterek tazminat talepli olarak eldeki davayı açmışlar , davalılar zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece; ""..davacı küçük ..."da doğum esnasında meydana geldiği iddia edilen kolundaki anomalilerin hemen doğum sonrasında tespit edildiği, uzunca bir zaman süren tedavi sonucunda anomalilerin devam ettiği, işitme kaybının da ise yeni öğrenildiği iddiasına itibar edilmediği, 6 yaşındaki çocuktaki işitme kaybının bu yaşa kadar farkedilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu.."" gerekçesiyle davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir.
    Dava konusu olay 14/10/2008 tarihinde gerçekleşmiştir. Dava, davalının vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılığı olgusuna dayanmaktadır. Vekil, iş görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur. Vekilin sorumluluğu, genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır.(BK:390/11) vekil, işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, hafif kusurundan bile sorumludur. (BK.321/1) O nedenle doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları (hafif de olsa) sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Doktor, hastanın zarar görmemesi için yalnız mesleki değil, genel hayat tecrübelerine göre herkese yüklenebilecek dikkat ve özeni göstermek, tıbbi çalışmalarda bulunurken bazı mesleki şartları yerine getirmek, hastanın durumuna değer vermek, tıp biliminin kurallarını gözetip uygulamak, tedaviyi her türlü ihtiyat tedbirlerini alarak yapmak zorundadır. Doktor, ufak bir tereddüt gösteren durumlarda bu tereddüdü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve koruyucu tedbirler almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında seçim yaparken hastanın özelliklerini gözönünde tutmalı onu gereksiz risk altına sokmamalı, en emin yolu tercih etmelidir. Müvekkil durumundaki hasta, doktor olan vekilden, titiz, dikkatli ve özenli davranılmasını beklemekte haklıdır. Özen göstermeyen bir vekil, BK. 394/1 uyarınca vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır.
    Vekalet sözleşmesinde vekilin hesap verme borcu vekalet sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğup, işin vekil tarafından yürütülmesi sırasında ve sona ermesinde de devam etmektedir.
    Uyuşmazlık, maddi tazminata ilişkin dava tarihi itibariyle dava zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı noktasındadır. Yargıtayın yerleşik uygulaması gereğince taraflar arasındaki ilişkinin vekalet sözleşmesinden kaynaklandığı hususunda duraksama yoktur. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı B.K.nun 126.(6098 sayılı T.B.K.nun 147.) maddesi gereğince vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi 5yıldır. Ne var ki taraflar arasındaki vekalet ilişkisi sonucu meydana gelen durumlar haksız fiili de içermektedir. 818 sayılı B.K.nun 60/II.maddesinde(6098 sayılı T.B.K.nun 72.m.) "....şu kadar ki, zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruruzamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa, şahsi davaya da o müruruzaman tatbik olunur...." denilmek suretiyle zamanaşımı süresi için Ceza Kanununa atıfta bulunulmuş olup, anılan hükme göre tazminat davasının, ceza kanunları gereğince süresi daha uzun zamanaşımı süresine tabi cezayı gerektiren bir eylemden doğmuş olması halinde, ceza zamanaşımı süresinin uygulanacağı açıktır. Kaldı ki bu maddenin uygulanması için, ceza davasında tazminat istenmesi gerekmediği gibi, eylemi işleyen hakkında ceza davası açılmış olması ya da mahkumiyet kararı verilmiş olması da gerekli değildir. Sadece eylemin suç niteliğini taşıması yeterlidir. Bunun yanında somut olayda, ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, kısaca, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık, “gelişen durum” ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler (zarardaki değişme) söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacağı için zamanaşımı süresi bu gelişen durumun durduğunun veya ortadan kalktığının öğrenilmesiyle birlikte işlemeye başlayacaktır.
    Bu durumda, davacı ... Solak"ın sol kolundaki sakatlık nedeniyle tedavilerinin halen devam ettiği ve oluşan işitme kaybının hangi tarihte kesin olarak öğrenilebileceğinin belli olmadığı, dolayısıyla gelişen bir durumun ya da müstakbel (gerçekleşecek-gelecek) bir zararın söz konusu olduğu, bu durumda, dava konusu doğumun gerçekleştiği tarihten itibaren değil, zararın net olarak ortaya çıktığı tarihten itibaren zamanaşımı süresinin başlatılması gerektiği anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan usuller gereği zamanaşımı itirazlarının değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemyle ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi