Davacı, yurt dışında tedavi nedeniyle yaptığı masrafların tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava davacının yurt dışında tedavisi nedeniyle yaptığı masrafların davalı Kurumdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulü ile 150 Sterlin’in tahsil tarihindeki YTL karşılığının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bu alacağa dava tarihinden itibaren Devlet Bankalarının bu yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduata ödediği en yüksek faiz oranının yürütülmesine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 32 maddesinin değişik E bendine göre hastalığın anlaşıldığı tarihten önceki bir yıl içinde en az 300 gün hastalık sigortası primi ödenmiş olması şartıyla, yurt içinde tedavisi mümkün olmayıp ancak yabancı bir ülkede kısmen veya tamamen tedavisi mümkün görülen ve malûllük halinin önlenebileceği veya önemli oranda azaltılabileceği Kurum sağlık tesisleri sağlık kurulu raporu ile tespit edilen sigortalının ve bu raporda belirtilmiş ise beraber gideceği kimsenin yurt dışına gönderilmeleri, yabancı ülkelere gidip gelme yol paraları ile bu ülkede kalış ve tedavi masraflarının ödenmesi ve yabancı ülkeye gönderilenlerin tedavi süresinin iki yılı geçemeyeceğ,i bu süre içerisinde acil haller hariç olmak üzere, raporda belirtilen hastalığın dışındaki hastalıklar için tedavi ücreti ödenmeyeceği, bu tedavi için sürenin uzatılamayacağı belirtilmiştir. Ayrıca anılan yasa da tedavi süresi altı ayı geçtiği takdirde ilgili yabancı sağlık kurumundan alınan ve tedavinin devamı zaruretini gösteren rapor, dış temsilciliklerce Kuruma gönderileceği ve bu işlemin her altı ayda bir tekrarlanacağı, Kurumca sigortalılar için tespit edilen esaslara göre gidip-gelme yol paraları ile tedavi ve zarurî masrafların Kurumca ödeneceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, Haydarpaşa Numune Hastanesinin 30.1.1995 tarihli raporunda Cerrahpaşa Hastanesinde yapılan biopside davacıda restresternal kitle tespit edildiğinden bahisle tedavi için İngiltere’ye gönderilmesinin gerektiği, Ankara Numune Hastanesi’nin 8.2.1995 tarihli Yurtdışı Tedavi Sağlık Kurul Raporunda da Haydarpaşa Numune hastanesinin bu raporu esas alınarak davacının 2 ay süre ile yurtdışında tedavi olabileceğine dair karar verildiği ve davacının Londra’daki Royal Free Hastanesinde tedavi gördüğü bu hastanenin tercüme ettirilen 15.3.1995 tarihli uzman doktor görüşü yazısında davacının tedavisi nedeniyle İngiltere’de kalış süresinin 4.5 aya çıkacağının bildirildiği ve bu tedavi nedeniyle Büyükelçilik Tıbbi danışmanınca onaylanan faturaların tarihlerinin 1995 yılı Şubat. Mart , Nisan, Mayıs,Temmuz, Ağustos Kasım aylarını içerdiği, Londra Büyükelçiliğinin 28.2.1996 tarihli yazısında davacının yurtdışındaki bu tedavisi nedeniyle 7004,96 Sterlin hastane borcunu zamanında ödemesinin istenilmesi üzerine davacı tarafından 15.7.2004,21.6.2004,5.4.2005 tarihlerinde 50’er Sterlin karşılığının Dış İşleri Bakanlığı Bütçe Daire Başkanlığı hesabına yatırıldığı, Mahkemece davacından istenilen borcun hangi sürelere ait tedavi giderlerini kapsadığı konusunda araştırma yapılmadan sonuca gidildiği görülmektedir.
Yapılacak iş, davacı sigortalının yurtdışı tedavisinin 2 aylık süreyi aştığı fatura tarihlerinden anlaşıldığına göre bu aşılan sürenin ne kadar süreyi kapsadığı ve aşılan sürede davacının tedavi gördüğüne dair tüm tıbbi belge, fatura ve raporların temin edilip tercüme ettirildikten sonra, davacından istenilen 7004,96 Sterlin borcun İngiltere"de tedavi gördüğü hangi sürelere ait olduğu yurt dışı tedavi gideri olarak Kurumca hangi dönemlerin masraflarının karşılandığının sorularak tüm bu araştırmalar yapılıp çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.