Davacı, davalı işveren nezdinde 01.06.1991-15.06.1998 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Sosyal Güvenlik Kurumu ve Ç.Ayakkabı San. Tic. Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum ile davalı Ç.Ayakkabıcılık A.Ş.’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalılara ait ayakkabı imalatı işyerinde 01.06.1991-15.06.1998 tarihleri arasında geçen ve SSK’na eksik bildirilen çalışmalarının tesbitini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin Bozma Kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne, dava konusu dönemde sürekli çalıştığından davacının eksik bildirilen günlerin tesbitine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile varılmıştır.
Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Bu gibi durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tesbiti davasının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında, resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olur. Ne var ki bu tür kanıtlar salt bu nedene dayanarak istemin reddine neden olmaz; aksi durumun ispatı olanaklıdır. Somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordro tanıkları ve komşu işyerinin kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Somut olayda; davacının davalı M.Ç.’nin ayakkabı işyerinde 01.06.1991-30.04.1992,özel bina işyerinde 01.03.1997-01.07.1997, M.Ç.nin de kurucu ortağı olduğu Ç.Ayakkabıcılık Limitet Şirketine ait ayakkabı imali işyerinde 01.08.1997-01.07.1998 tarihleri arasındaki çalışmaları kısmi ve kesintili olarak bildirilmiştir.Bozma öncesi dinlenen bordro tanıkları davacının çalıştığı süreler hakkında yeterli bilgi verememişlerdir. Bozma sonrası dinlenen M.İ.ise 1992 yılının 2 ve 3.döneminde çalışıp tüm dava konusu dönemde çalışan bordro tanığı değildir.Dosyaya ibraz edilen 1991yılının 6-12 ayları arası imzalı ücret bordrosu olan süreler Kuruma tam olarak bildirilmiştir. 1992-01.07.1998 dönemi sürelerle ilgili olarak imzalı ücret bordrolarının istenmesine rağmen 1992,1997,1998 yıllarına ait gönderilen bordrolarda davacı imzasının olmadığı, diğer dönemlere ilişkin bordrolar ibraz edilmediğinden toplanan deliler hüküm vermeye yeterli değildir. Mahkemece yapılacak iş, öncelikle davacının tesbitini istediği ve eksik incelemeye konu olan 1992-01.07.1998 tarihleri arası döneminde işverenin kayıtlarına geçmiş bu dönemin tamamında çalışan bordro tanıkları dinlenerek, bulunamadığında bu dönemler için iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken, işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri kayıtlarına geçmiş çalışanları veya işverenleri gibi kişilerin bilgilerine başvurmak çalışma ile ilgili açık ve yeterli bilgileri almak ve tüm deliller toplandıktan sonra bir arada değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ve yetersiz bilirkişi raporu ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, fazla alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 29.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.