Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde Ekim 1996 yılından beri sürekli olarak geçen ve Kuruma eksik bildirilen sigortalı çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ile davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalıya ait işyerinde Ekim 1996 tarihinden beri hizmet akdine dayalı olarak sürekli çalıştığının tesbitini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne,15.10.1996-04.08.2004 tarihleri arası bildirilen günler harici haftada 3 gün günde 2 saat olmak üzere toplam 269 gün çalıştığının tesbitine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile varılmıştır.
Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Bu gibi durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. mümkündür. Davacının tesbitini istediği ve eksik incelemeye konu olan sürelerle ilgili olarak davalı işyerinden 01.08.1997-05.11.1997 tarihleri arası 50 gün,05.04.2002-01.05.2002 tarihleri arası 27 gün bildirimin olduğu bu işyerinin 1996 yıl başından itibaren faal olduğu,SSK dan dönem bordrolarının tamamının gönderildiği işverenden istenmesine rağmen ücret bordrolarının gönderilmediği,bir kısım tanık ve bordro tanıklarının dinlendiği ancak bilgilerinin sağlıklı sonuca ulaşmak için yeterli olmadığı açıktır.Sağlık hizmetleri
verilen yerlerde hergün temizlik yapılması işin mahiyeti gereğidir.Bordro tanıkları davacının sadece birkaç gün gelip çalıştığını söyleyerek haftada kaç gün çalıştığı ve bu çalışmanın süresi konusunda açık beyanda bulunmamışlardır.Bazı davacı tanıkları çalışmanın sürekli olduğunu belirtmişlerdir.
Mahkemece yapılacak iş, öncelikle davacının tesbitini istediği ve eksik incelemeye konu olan 1996-2004 yılları arasındaki sürelere ilişkin davalı işyerinde sağlık hizmeti verildiği de göz önünde bulundurularak kapasitesinin gerektiğinde bilirkişice çalışma süresinin tesbit edilerek ,tanıkların yüzleştirilerek mübayeneti gidermek,davacının davalı yanında hangi yıllar arası, haftada kaç gün ,günde kaç saat temizlik hizmeti yaptığı hususunda gerektiğinde diğer bordro tanıkları da resen dinlemek ,kesin saptamanın yapılarak sonucuna göre karar verilmekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yetersiz tanık beyanları ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 29.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.