11. Hukuk Dairesi 2016/8892 E. , 2016/7362 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/11/2015 tarih ve 2015/1246-2015/1246 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati haciz kararına itiraz eden şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
İhtiyati haciz kararına itiraz eden şirket vekili, müvekkilinin adresinin .../..., çeklerin keşide yerinin ise ..., kambiyo senedinden kaynaklanan alacağa dayalı ihtiyati haciz isteminde yetkili mahkemelerin akdin ifa yeri olarak kabulü gereken ödeme yeri ve borçlunun ikametgahı mahkemeleri olduğunu ileri sürerek, yetki itirazında bulunmuştur.
Mahkemece, çekin kayıtsız şartsız para borcunu ödeme vaadini içerdiği ve bu anlamda borçlunun ikametgahında ödenmesi gerektiği, borçlunun ikametgahının ... olduğu, bu anlamda yetki itirazının yerinde olmadığı gerekçesi ile davacının ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı ihtiyati haciz kararına itiraz eden şirket vekili temyiz etmiştir.
Talep, çeke dayalı ihtiyati haciz kararına itiraz istemine ilişkin olup, mahkemece itiraz eden borçlu vekilinin yetkiye dair itirazının reddine karar verilmiştir.
İİK"nın 258. maddesinde ihtiyati hacze 50. maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verileceği belirtilmiş, aynı yasanın 50. maddesiyle "Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir." şeklindeki düzenleme uyarınca ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesi hususunda HMK"nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmuştur. Kambiyo senetlerinden doğan alacaklar aranacak alacak niteliğinde olduğundan bu alacaklar için 6098 sayılı TBK"nın 89/1. (818 Sayılı BK"nın 73/1) hükmü uygulanamaz. Çekten kaynaklanan borcun alacaklısı borçlunun yerleşim yerinde, birden fazla borçlu bulunması halinde borçlulardan birinin yerleşim yerinde, çekin keşide yerinde, ödeme yerinde (6102 sayılı TTK"nın 781/2 fıkrası uyarınca çekte açıklık yoksa, muhatabın ticaret unvanı yanında gösterilen yer ödeme yeri sayılır. Muhatabın ticaret unvanı yanında birden fazla yer gösterildiği takdirde, çek, ilk gösterilen yerde ödenir. Böyle bir açıklık ve başka bir kayıt da yoksa, çek muhatabın merkezinin bulunduğu yerde ödeme yeri sayılır.) ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. Ayrıca, muhatap bankaya ibraz edilen ancak karşılıksız kalan çeke dayalı borç, bu şekilde aranması tüketildikten sonra, götürülecek borç niteliği kazanır ve HMK’nın 10. maddesi uyarınca ifa yeri olarak BK."nın 89. madde hükmü nedeniyle, alacaklının ikametgah yeri mahkemesi de ihtiyati haciz talebinde yetkili mahkeme haline gelir.
Somut olayda, mahkemece çekin kayıtsız şartsız para borcu ödeme vaadi içerdiği ve bu sebeple davacının ikametgahında ödenmesi gerektiği gerekçesi ile yetki itirazının reddine karar verilmiş ise de, çekin kayıtsız şartsız ödeme vaadi içermesi çeke dayalı ihtiyati haciz talebinde yetkili mahkemenin tayininde belirleyici değildir. Bu itibarla, mahkemece yazılı gerekçeyle borçlunun yetki itirazının reddine karar verilmesi hatalı ise de, ihtiyati haciz talebine dayanak yapılan çeklerin bankaya ibraz edildiği ve bankada yeterli karşılığının bulunmadığı, aranacak borç vasfını yitirip götürülecek borç haline dönüştüğü, dolayısıyla alacaklı şirket merkezinin bulunduğu ... Mahkemesi"nin ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili mahkemelerden olduğu anlaşılmakla, sonucu itibariyle doğru olan kararın açıklanan değişik gerekçeyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan hükmün açıklanan değişik gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 20/09/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Poliçe, bono ve çek birer ibraz senedidir. Ancak, bu kıymetli evrakların ibrazı, yapıldığı kişi ve sonuçları bakımından farklılık gösterir. İbraz, poliçede muhataba, bonoda tanzim edene, çekte ise muhatap bankaya yapılır. Poliçede muhatap, bonoda tanzim eden asıl borçlu olmasına rağmen, çekte muhatap banka asıl borçlu değildir. Bunun yanında ibraz, bono ve poliçe de borçlunun ödeme yapacağı kimseyi öğrenmesini sağlayıcı bir fonksiyona sahip isede, çekte ibrazın böyle bir fonsiyonu yoktur. Bu sayede ibraz üzerine poliçe ve bono borcu götürülecek borç haline dönüşürken, çekte muhataba bankaya ibraz ile borçlunun ödeme yapacağı kimseyi tespit ettiği ve aramanın tüketildiğini kabul etme ve bunun sonucu olarakta çek borcunun götürülerek borca dönüştüğünü kabul etme olanağı yoktur. Ayrıca kambiyo senetlerinde ve bu beyanda çekte hak doğrudan doğruya çeke ait kayıtları ihtiva eden varakada tecessüm ettiği için çekteki borcu tek başına para borcu sayma olanağıda yoktur. Bu yönüylede TBK m.89/1 göre çekteki borcun götürülecek borç olduğunu kabul etme olanağı bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, BK m. 89"a dayanarak ibraz sonucu çek borcunun götürülecek borca dönüştüğünün kabulü ile alacaklının ikametgahı mahkemesinde ihtiyati haciz isteme ayrıcalığı bulunmadığı düşüncesinde olmam nedeniyle sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.