Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/23650
Karar No: 2008/8081
Karar Tarihi: 27.05.2008

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/23650 Esas 2008/8081 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/23650 E.  ,  2008/8081 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Iğdır 1. Asliye Huku(k (İş) Mahkemesi
    TARİHİ : 31/07/2007
    NUMARASI : 2005/284-2007/262

    Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı vekili  tarafından  temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dava, davacının  iş kazası sonucu oluşan  maddi ve  manevi  zararlarının giderilmesi istemine  ilişkindir. 
    Mahkemece, davalı T.T.Hakkındaki davanın feragat nedeniyle , işveren davalılar  A.B.ve M. A.haklarındaki davanın  ise  kusurları     saptanmadığı gerekçesiyle   reddine  karar verilmiştir.
    İddia ve savunma ile dosyadaki bilgi ve belgelerden;  davacının  davalı işverenlere ait bina inşaatı işinde çalışırken ,aynı işte çalışan diğer işçi T.T. tarafından müessir fiili sonucunda yaralandığı   anlaşılmaktadır.
    Hükme esas alınan  kusura ilişkin  10.03.2003 tarihli bilirkişi raporunda  kazanın  meydana gelmesinde diğer işci T.T.’ın %100 kusurlu olduğu ,işverenlerin ise  kusursuz oldukları  belirtilmiş olup  mahkemece sözü edilen  kusur raporuna göre  davalı işverenlerin   olayda kusurunun  saptanmadığı (kusursuz)  olduğu ,illiyet bağının 3.kişinin eylemi ile kesilmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. 
    İşyerinde meydana gelen iş kazaları nedeniyle işverenin hukuki sorumluluğunun niteliği Yargıtay"ın önceki kararlarında da benimsediği görüşe göre, kusura dayanmaktadır. İsviçre ve Türk Hukuk Sisteminde özel bir düzenleme söz konusu olmadıkça asıl olan kusur sorumluluğudur. İşverenin kusurlu eylemi ile  zarar arasında uygun bir illiyet bağı yoksa, işverenin sorumluluğundan söz edilemez.
    Kusur sorumluluğunda  3 halde illiyet bağı kesilebilir. Bunlar, mücbir neden, zarar görenin kusuru ve 3. kişinin kusurudur. Öğretide illiyet bağını kesen nedenlerin bütün sorumluluk halleri için geçerli olduğu vurgulanmaktadır. Kusurlu olmadığı halde işvereni, meydana gelen zarardan sorumlu tutmak adalet ve hakkaniyet duygularını incitir.  Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.3.1987 tarih ve 1986/9 – 722 Esas, 203 Karar sayılı kararı da aynı doğrultudadır.
    Öte yandan Borçlar Kanununun 55. maddesi  gereğince “Başkalarını istihdam eden kimse, maiyetinde istihdam ettiği kimselerin ve amelesinin hizmetlerini ifa ettikleri esnada yaptıkları zarardan sorumludur.” Yine 27.3.1957 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’na göre; Borçlar Kanunu’nun 55.maddesi gereğince adam kullananın sorumlu tutulabilmesi için, kendisinin kusuru şart olmayıp, kullandığı adamın dahi kusuru kanuni şartlardan değildir.Bu  noktada,  Borçlar Kanunu’nun 55.maddesinde düzenlenen “adam çalıştıranın sorumluluğu” için somut olayda “adam çalıştırma ilişkisi” ile “çalıştırılanın hizmetini yerine getirirken hukuka aykırı bir eylemle zarar vermesi” unsurlarının gerçekleşmesi zorunludur. Adam çalıştırma ilişkisinden sözedilebilmesi için ;bir kimsenin kendisine bağımlı durumda olan başka bir kişinin hizmetinden , kendi amaçları için yararlanması söz konusu olmalıdır. Başkasının hizmetinden yararlanma , çoğu zaman bir hizmet sözleşmesine dayanır. Adam çalıştırma ilişkisi için çalıştırılanın, çalıştıranın buyruğu altında olması, onun gözetiminde işi yapması ve onun talimatıyla bağlı bulunması gerekir.
    Somut olayda T.T."ın Borçlar Kanunu’nun 55. maddesi anlamında “çalıştırılan “ niteliğini taşıdığı her türlü duraksamadan uzaktır. Davacı işçinin yaralanmasına   neden olan  zararlandırıcı olayın  davalıların  istihdam ettiği ( çalıştırdığı)  diğer davalı  T. T.’ın doğrudan hizmetinin  ifası esnasında  ve kusurlu hareketi  sonucu meydana geldiği  ortadadır. Hal böyle olunca,  davalı işverenlerin  B.K."nun 55. maddesi hükmü gereğince  istihdam eden olarak  diğer davalı T. T.ın kusurundan ile  onunla birlikte davacıya karşı  sorumlu olduğu açık olup mahkemece  bu yön gözetilmeden yazılı gerekçe ile davalı işverenler hakkındaki  davanın reddedilmesi yasaya aykırıdır.
    Öte yandan İşverenin,tazminattan sorumlu tutulması giderek, tazminat miktarının belirlenmesinde; İş Kanunun 77. ve İşçi Sağlığı ve İşgüvenliği Tüzüğünün öngördüğü önlemlerin işyerinde alınıp alınmadığının  saptanması ile mümkündür. Bu yönün ise,  işverenin kusurlu olup olmadığı, varsa kusur oranı, uzman bilirkişiler tarafından düzenlenecek kusur raporu ile, tesbit edileceği yönü tartışmasızdır.
    Mahkemece hükme esas alınan 10.03.2003tarihli kusur raporunda %100  T.T.’a kusur verilmiş ise de anılan raporda, davalı işverenler yönünden İş Kanununun 77. ve İşçi Sağlığı ve İşgüvenliği Tüzüğüne göre bir değerlendirme de yapılmamıştır. Bu durumda karara esas alınan kusur raporununda hükme dayanak yapılacak nitelikte  olmadığı da açıktır.
    Yapılacak iş; işci sağlığı ve işgüvenliği konularında uzman bilirkişilerden, İş Kanununun 77. ve Tüzük hükümleri gözönünde tutularak, davalı işverenlerin iş kazasına sebebiyet veren  diğer davalı T.T.ın  işvereni (istihdam edeni) olması sebebiyle  davacıya karşı B.K."nun 55. maddesi uyarınca sorumlu olduğu öncelikle gözetilmeli ayrıca davalıların sigortalıyı zararlandırıcı olayda bir kusurlarının bulunup bulunmadığının belirlenmesi yönünden yöntemince kusur rapor almak, alınan raporu, mevcut delillerle birlikte değerlendirmek ve buna göre karar vermekten ibarettir. 
    Mahkemece  bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin  yazılı şekilde karar verilmesi  usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,  temyiz harcının istek halinde davacıya  iadesine,  27.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi