Özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından şüpheli .... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 05/12/2013 tarihli ve 2013/15146 soruşturma, 2013/45235 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii ...1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 10/092015 tarihli ve 2015/63 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 25/03/2016 gün ve 1195-2016 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/04/2016 gün ve 2016/138024 sayılı yazısıyla Dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteminde;
Dosya kapsamına göre, şüphelinin suç tarihinde ortağı olduğu .... isimli şirket kaşesini ve şirket temsilcilerinin imzasını taşıyan, şüphelinin hesabına 65.000 Türk lirası aktarılmasına ilişkin sahte bir eft talimatı yazısı hazırlayarak faks ile bankaya gönderdiği iddialarına ilişkin olarak yürütülen soruşturma neticesinde verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii kararının eksik soruşturma yapıldığı gerekçesiyle Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 17/11/2014 tarihli ilâmı ile bozulması sonrasında; toplanan deliller neticesinde yeniden merciince kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine karar verilmiş ise de; sahte olarak düzenlendiği iddia edilen ancak aslına ulaşılamayan eft talimatında yer alan imza ve şirket kaşesinin başka bir belge yada yazıdan aktarılmak suretiyle oluşturulduğu yönünde dosyaya sunulan uzman raporu içeriği, her ne kadar eft işlemini gerçekleştiren banka memuru alınan ifadesinde şirket yetkililerini cep telefonlarından arayarak işlemin teyidini yaptığı yönünde beyanda bulunmuş ise de aksi yönündeki beyanın kendisi ve ilgili banka şubesinin hukuki sorumluluğunu doğuracağı gözetilerek tanık beyanına itibar edilemeyeceği gibi şüphelinin hisse devri karşılığında banka hesabına para aktarıldığı yönündeki savunmasının müşteki şirket yetkilisince kabul edilmediği gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, kamu davası açmaya yeterli delil bulunduğu, delillerin takdir ve değerlendirme yetkisinin mahkemeye ait olduğu cihetle, itirazın kabulü ile kamu davasının açılmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde karar tesisinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargıtay Başkanlar Kurulu"nun 26/02/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak 01/03/2016 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 16/01/2016 Tarihli ve 2016/1 Sayılı Kararının Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümünü düzenleyen II numaralı bölümün ortak hükümler başlığının 1. bendinde, "bu işbölümü, Resmi Gazete’de yayımlanmasını izleyen ay başından itibaren yürürlüğe girer.” hükmüne, 2. bendinde; “bu işbölümündeki düzenlemeler, yürürlüğe girdiği tarih dahil olmak üzere tebliğnamesi bu tarihten sonra tanzim olunan işler için geçerli olup, temyiz incelemesi bu işbölümüne göre görevli bulunan ceza dairesi tarafından yapılır.” hükmüne, 4. bendinde ise; “Ceza Daireleri, yürürlük tarihinden önce kendisine gelen ve daha önceden gelip de bozma ya da her ne suretle olursa olsun daire dışına gönderilen işleri sonuçlandırır. İşin birden fazla dairece temyiz incelemesinin yapıldığı hallerde ise temyiz incelemesi, işi daire dışına gönderen dairece yapılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Tebliğname 01/03/2016 tarihinden sonra düzenlenmiş olup; incelenen dosya içeriğine göre; şüpheli ... hakkında .... Cumhuriyet Başsavcılığınca özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından yürütülen soruşturma neticesinde verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine yönelik .... Ağır Ceza Mahkemesinin 03/03/2014 tarihli ve 2014/453 değişik iş sayılı karara yönelik olarak Adalet Bakanlığınca verilen 14/07/2014 gün ve 2014/251238 sayılı kanun yararına bozma talebine istinaden yapılan inceleme neticesinde Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 17/11/2014 tarih ve 2014/16756 Esas, 2014/18887 Karar sayılı ilamı ile zikredilen Mercii kararının kanun yararına bozulmasına karar verildiği, bu karar doğrultusunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca yeniden yürütülen soruşturma neticesinde bir kez daha kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu kez Adalet Bakanlığının 25/03/2016 tarihli talepnamesi ile iş bu kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazın reddine ilişkin ... 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 10/09/2015 tarihli ve 2015/63 değişik sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 25/03/2016 tarihli talep yazısına istinaden düzenlenen 19/04/2016 tarihli tebliğname ile kanun yararına bozma yasa yoluna başvurulduğu anlaşılmakla;
Yargıtay Kanunu"nun 6545 sayılı Kanun"la değişik 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararı gereğince kanun yararına bozma incelemesinin (15.) Ceza Dairesi"nin görevi dahilinde olduğundan Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili Daire"ye gönderilmesine, 16/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.