
Esas No: 2014/35742
Karar No: 2016/175
Karar Tarihi: 12.01.2016
Hırsızlık - işyeri dokunulmazlığının ihlali - mala zarar verme - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2014/35742 Esas 2016/175 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 13 - 2014/18435
MAHKEMESİ : Kırıkkale 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/11/2013
NUMARASI : 2012/584 (E) ve 2013/615 (K)
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
A- Hırsızlık ve mala zarar vermek suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Hırsızlık suçuna konu eşyanın önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken alt sınırdan hüküm kurulması; sanıklar hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde, 5237 sayılı TCK’nın 62. maddesi ile uygulama yapılırken hapis cezasının 2 yıl 1 ay yerine 1 yıl 13 ay olarak belirlenerek, sonuçta eksik cezaya hükmedilmesi ve tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanık B.. S.. hakkında 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesinin uygulanmaması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla mala zarar verme suçunun işlenmesi durumunda ayrıca mala zarar verme suçundan da hükümlülük kararı verilmesi gerektiğinin; hırsızlık suçunun konusunu oluşturan musluk, kablo ve anahtar takımlarının çalınması amacıyla bulundukları yerden sökülmesi sırasında verilen zarardan dolayı ayrıca mala zarar verme suçundan ceza verilemeyeceğinin; sanıkların suça konu binaya ilk kez kapalı garaj kapısının yanındaki pencerenin camını kırıp girerek hırsızlık suçunu işlediklerinin ve ikinci kez hırsızlık amacıyla girip çıktıklarında da aynı yolu kullandıkları, başka bir yerden binaya girerken zarar verdikleri yönünde delil bulunmadığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesinde tanımlanan zincirleme suçtan söz edilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm verilmesi,
2- Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 Sayılı TCK 53. madde 1. fıkra (b) bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı olarak, iştirak halinde suç işleyen sanıkların neden olduğu yargılama gideri ve vekalet ücretinden paylarına düşen miktarda eşit olarak sorumlu tutulmaları gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar B.. S.. ve F.. F..’in temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıkların hakkında, mala zarar verme suçundan kurulan hükümden “5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanmasına” ilişkin bölümün çıkartılması ve 5237 sayılı TCK"nın 62/1 maddesi gereğince 1/6 indirim yapılarak sonuç cezanın 3 ay 10 gün hapis olarak belirlenmesi; her iki suçtan kurulan hükümlerden “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin” çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi ve yargılama masrafı ile katılan lehine vekalet ücretinin ödenmesine ilişkin hüküm fıkralarında "sanıklar B.. S.. ve F.. F..’den” ibarelerinden sonra gelmek üzere “eşit olarak” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B- İşyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Müştekinin beyanı ve 28.09.2012 tarihli olay yeri inceleme raporuna göre, içerisinden hırsızlık yapılan binanın otel olarak inşa edildiği ancak henüz işletilmeye başlanmadığından suç tarihinde kullanılmadığından boş olduğu, konut ve işyeri olarak kullanılmadığının anlaşılması karşısında; suça konu yerin işyeri veya işyerinin eklentisi niteliğinde olmayan, işyeri sahibinin ya da işçilerin sürekli bulunmadığı yerlerden olup, bu yerden hırsızlık yapılmasının işyeri dokunulmazlığını ihlal suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden sanıkların beraati yerine yazılı şekilde hükümlülüklerine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar B.. S.. ve F.. F..’in temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.