Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/13491
Karar No: 2010/605
Karar Tarihi: 21.01.2010

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2009/13491 Esas 2010/605 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2009/13491 E.  ,  2010/605 K.

    "İçtihat Metni"

    ......

    Davacı, 506 sayılı Kanun kapsamındaki zorunlu sigortalılık sürelerinin tespitini istemiştir.

    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

    Hükmün, davalılardan ..........vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

    1-) Karar başlığında davalı işverenin adı belirtilirken “.......... sözcüğüne yer verilmesine ilişkin yanlışlık Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 459’uncu maddesi gereğince mahallinde düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.

    2-) Dava, 20.11.1987 – 25.06.1992 tarihleri arasında davalı işveren şirkete ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmaların tespiti istemine ilişkin olup; 01.04.1987 günü tescil edilip 506 sayılı Kanun kapsamına alınan işyerinde 01.10.1990 tarihinde çalışmaya başladığına ilişkin işe giriş bildirgesi 12.10.1990 günü Kuruma verilen davacının, 01.10.1990 – 30.12.1990 döneminde adına tam gün üzerinden ve eksiksiz bildirim ve prim ödemelerinin gerçekleştirildiği, 1988 yılının 1. ve 2., 1990 yılının 3., 1991 yılının 2. dönemleri dışında kalan sürelere ilişkin olarak dört aylık sigorta primleri bordrolarının işveren tarafından düzenlenip Kuruma verildiği, sözü edilen üç aylık (90 günlük) süre dışında davacının bildiriminin yapılmadığı anlaşılmaktadır.

    5510 sayılı ..........Kanununun 01.10.2008 günü yürürlüğe giren geçici 7’nci maddesinde; bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 2926 sayılı, 5434 sayılı kanunlar ile 506 sayılı Kanunun geçici 20’nci maddesine göre sandıklara tâbi
    ./...
    -2-

    sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları kanun hükümlerine göre değerlendirileceği yönündeki hükmün öngörülmüş olması ve genel olarak kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79’uncu maddesinin onuncu fıkrasıdır. Anılan fıkra; yönetmelikle belirlenen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya Kurumca çalıştıkları saptanmayan sigortalıların, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak belli bir süre içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilâm ile çalıştıklarını kanıtlamaları durumunda, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının dikkate alınacağı düzenlemesini içermektedir. Anlaşılacağı üzere; kayıt dışı tutulan veya gerçeğe aykırı bildirime dayanan sigortalı çalışmaların tespiti yönünden kanun koyucu tarafından ilgililere tanınan dava hakkı süreyle sınırlandırılmış olup, maddede hak aramaya ilişkin belirtilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. Söz konusu Kanunun kabul edilip yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla beş yıl olarak öngörülen süre, 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanunun beşinci maddesiyle on yıla çıkarılmış, daha sonra 07.06.1994 tarihinde yürürlüğe giren 3995 sayılı Kanunun üçüncü maddesiyle yeniden beş yıl olarak düzenlenmekle halen geçerliliğini korumaktadır.

    Bu tür sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olduğu gibi, inceleme konusu davadaki uyuşmazlığın çözümü dönemsel inceleme yapılmasını gerektirmektedir. Öncelikle belirtilmelidir ki; taraflar arasındaki çekişmede hak düşürücü süre 10 yıldır ve 01.10.1990 – 30.12.1990 tarihleri arasında, davacı adına tam gün üzerinden eksiksiz bildirim ve prim ödemesi söz konusu olduğundan bu dönemin hüküm altına alınmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. 20.11.1987 – 30.09.1990 tarihleri arasındaki süreye ilişkin olarak da; çalışma olgusunu gösterir; sigorta primi ödemesi, Kurum kayıtlarına geçmiş herhangi bir belirleme, hak düşürücü süre içinde Kuruma verilmiş işe giriş bildirgesi veya dönem bordrosu bulunmamaktadır. Bu durumda; 01.10.1990 tarihinde işe girdiğini gösteren giriş bildirgesindeki imza davacı tarafından kabullenilmediği takdirde yöntemince imza incelemesi yapılmalı, imzanın davacıya ait olduğu anlaşıldığında veya imza inkârında bulunulmadığında, söz konusu olgu, çalışmanın kesintili gerçekleştiğinin ve 01.10.1990 günü başladığının karinesi niteliğinde kabul edilmeli ve aksi, başka bir anlatımla, 01.10.1990 tarihi öncesindeki kesintisiz çalışma iddiası, eş değer yazılı belgelerle davacı tarafından kanıtlanamadığı takdirde, anılan tarih öncesine ilişkin istemin, 02.09.2005 günü açılan işbu dava yönünden hak düşürücü süreye uğradığı benimsenmelidir.

    Diğer taraftan; gerek 01.01.1991 – 25.06.1992 dönemi, gerekse hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı anlaşıldığı takdirde 20.11.1987 – 30.09.1990 dönemi yönünden ise; bordro tanıkları dinlenilmeli, tüm aramalara karşın kendilerine
    ../...
    -3-

    ulaşılamadığı takdirde ve ayrıca dönem bordrosunun düzenlenmediği dönemlerdeki çalışma iddiası yönünden de, aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ile bu kişilerin çalıştırdığı sigortalılar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, belirdiği takdirde tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeli, yapılan işin ve işyerinin nitelik itibarıyla mevsimlik olup olmadığı saptanmalı, toplanan tüm kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.

    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulü yönünde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, yargılamada vekil ile temsil olunmayan davacı yararına avukatlık ücreti belirlenmesi de, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

    O halde, davalılardan ....... Başkanlığı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    ........

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi