Davacı, emekli maaşına konulan haciz işlemin iptaliyle kesilen paraların yasal faizi ile iadesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara kararın bozmaya uygun olmasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine. 2-Dava, davacının Sosyal Güvenlik Kurumuna prim borcu nedeniyle 506 sayılı Yasa’nın 121. maddesi gereğince yaşlılık aylığı üzerine konulan haczin kaldırılması ve yapılan kesintilerin faizi ile iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verilerek haciz işleminin konusuz kalması nedeniyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, kesintilerinin iadesi talebinin reddine, karar verilmiştir. 5199 sayılı Yasa’nın 17. maddesinin yayım tarihi olan 6.7.2004 tarihinde yürürlüğe girdiği nazara alınarak davacının almakta olduğu yaşlılık aylığına 2004/Ağustos ayı döneminde haciz konularak kesinti yapıldığı ve davacının bu kesintilerin iadesi isteminde 11.8.2005 tarihinde açılan bu dava ile yeni Yasa’nın yürürlüğe girmesinden sonra bulunduğu, dava konusu olayda prim borcu nedeniyle 5.7.2004 tarihine kadar yaşlılık aylığına haciz konulamayacağı açık olmakla, kurumun 31.8.2006 tarihli yazısı ile prim borcunun tahsili işleminin Eylül dönemi itibariyle iptal edilmesi nedeniyle Mahkemece haciz ile ilgili davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına ve kesintiler yeni yasanın yürürlüğe girmesinden sonra yapıldığından kesilen paraların yasal faizi ile birlikte tahsili isteminin reddine karar verilmesi isabetlidir. Ancak, SGK’nun 6183 sayılı Yasa"nın 58. maddesi gereğince %10 tazminat istemiyle ilgili olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesi hatalı olduğu gibi, kısmen kabule karar verildiği halde davacı yararına avukatlık ücretine hükmedilmemesi ve davacının yargılama giderlerinin tümünden sorumlu tutulmuş olması usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.