Davacı, SSK."ya tabi çalışmaları nedeniyle iptal edilen sürelerde tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, davacının tescilinin yapıldığı 1.11.1984 tarihi ile 31.4.2006 tarihleri, arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti ile kısmi yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Yapılan incelemede, davacının 1.11.1984 tarihi itibariyle tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği yapılan araştırmada sattığı ürün bedelinden yapılmış prim kesintisinin bulunmadığı, Pancar Kooperatifi kaydının 2.7.1998, ziraat oda kaydının 19.2.1992 tarihinden itibaren devam ettiği 1.11.1984-30.11.1984, 4.9.1985-4.10.1985, 11.9.1986-1.11.1986, 15.9.1987-8.11.1987, 15.10.1988-14.11.1988 tarihleri arasında kısa süreli 506 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalılığı bulunduğu tapuda 21.11.2001 tarihinde edindiği 28 dönüm hisseli arazisinin 16.6.1958 tarihinde verilmiş 1968 iktisap tarihli 7 parça tarlasının bulunduğu 5458 sayılı Yasa"dan faydalanarak yapılandırma borcunu ödediği anlaşılmıştır.
Gerçekten tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasa"nın 36 ve 10.maddesindeki şartlarında gerçekleşmesi halinde 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları gereğidir.
Somut olayda davacının 506 sayılı Yasa’ya tabi çalışmaları kısa süreli olup 2926 sayılı Yasa’nın 10. maddesindeki kayıtlarıda bulunduğundan davacının 1.11.1984 ile 31.4.2006 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa’ya tabi kısa süreli çalışmaları dışında kalan sürelerde 2926 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olduğu kabul edilmelidir.
Yapılacak iş; davacının 1.11.1984-31.4.2006 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa’ya tabi kısa süreli çalışmaları dışlanarak 2926 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olduğunun kabulüyle prim ödemeleride nazara alınarak talepte bulunduğu 28.4.2006 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığını tartışarak çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Yukarıda açıklanan bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın mahkemece hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.