3. Ceza Dairesi 2015/19017 E. , 2016/2068 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 6 - 2014/169246
MAHKEMESİ : Adana ... Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/02/2014
NUMARASI : 2013/650 (E) ve 2014/62 (K)
Gereği görüşülüp düşünüldü;
1) Sanığın babası mağdurdan para istediği, vermeyeceğini söylemesi üzerine yumrukla vurup yaraladığının anlaşılması karşısında, eylemin TCK"nin 149/1-d maddesindeki yağma suçunu oluşturduğu anlaşılmasına karşın suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde karar hüküm kurulması,
2) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesine aykırı olarak sanık müdafii olarak, 5271 sayılı CMK"nin 150/2. maddesi uyarınca atanan zorunlu müdafi vekalet ücretinin sanıktan alınmasına karar verilmesi,
3) Sanık hakkında TCK"nin 58. maddesi uygulanırken, sanığın 10 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı Adana 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/1682 Esas ve 2010/365 Karar sayılı ilamı yerine daha az cezayı içeren Mersin 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/1123 Esas ve 2013/334 Karar sayılı ilamının tekerrüre esas alınması,
4) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı Kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinde belirilen hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca, CMUK"un 326/son maddesi gereği sanığın kazanılmış hakkı gözetilerek istem gibi BOZULMASINA, 28.01.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ:
Dairemizdeki çoğunluk görüşüne verilen zorunlu müdafiilik ücretinin yargılama giderinden sayılmayacağı görüşüne katılmamaktayız.
1) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi aynen şöyledir:
Bir suç ile itham edilen herkes aşağıdaki asgari haklara sahiptir.
"Kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafiinin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddi olanaklardan yoksun ise ve
adaletin yerine gelmesi için gerekli gördüğünde, resen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek, hakkına sahip bulunduğu."
Madde içeriğinden anlaşıldığı gibi, avukat yardımından ücretsiz yararlanabilmek için, bir suç ile itham altında olmak gerekir. Bir suçla itham altında olan bu kişi, yargılama sonunda beraat edebilir. Dolayısıyla maddi olanaksızlıklar yüzünden beraat edecek bu kişiyi, avukatın yardımından mahrum etmemek için avukatlık ücretini devlet karşılamaktadır. Devlet de yargılama sonunda bu giderlerini suç ile itham edilen kişiden değil, mahkum durumuna düşen kişiden tahsil etmektedir.
Şüpheli veya sanık olarak yargılanan kişi, müdafii tutacak maddi olanaklardan yoksun ise veya resen müdafii atanması gerektiren bir kişi ise, atanan müdafiinin yardımından, yargılama aşaması boyunca ücretsiz yararlanır. Adaletin gerçekleşmesi ve adil yargılanmanın oluşması için, sanığa bu olanaklar tanınmaktadır. Sanığa bu olanaklar tanınmadığı takdirde, silahların eşitliği kuralı gerçekleşmeyeceğinden, sanık yargılama sonunda, avukat yardımından yararlanamadığını ileri sürüp, savunma hakkının kısıtlandığını iddia edebilir. İlerde ileri sürülebilecek bu iddialara karşı, sanığa bu haklar tanınmıştır.
Devletin sanığa yaptığı bu yardım, maddi olanaklardan yoksun oluşu nedeniyle, ücreti ödeme olanağına sahip bulunmaması, sanığın yaşının küçüklüğü veya isnat edilen cezanın ağırlığı gibi nedenler arasında bir ayırım yapılmamıştır. Sanığın savunmasız kalmaması için, AİHS"ne uyum sağlamak için yargılamaya gölge düşürmemek için re"sen müdafii tayin edilmesi cihetine gidilmiştir.
Yargılama süresi devam ettiğinden, sanık sıfatı bulunduğu müddetçe bu kişiden avukatlık ücreti istenemez. Yargılama sonunda kim mahkum olursa, otopsi giderleri gibi yargılama giderleri ile baro tarafından atanan müdafinin ücreti de mahkum olan kişiden tahsil edilmelidir.
2) Baro tarafından ödenen müdafii giderlerinin, yargılama gideri sayılıp sayılmayacağı sorunu:
-5320 sayılı Yasanın 13. maddesi
-5271 sayılı Yasanın 324-325-327. maddeleri
-Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin. 5. maddesi ile 8/3. ve 11/7. maddeleri,
Ayrı ayrı incelendiğinde, baro tarafından ödenen bu müdafi ücretinin, yargılama sonucunda, yargılama giderleri gibi, mahkum olan kişilerden tahsil edilmesi gerekmektedir.
Kanun koyucu yukarıda belirtilen kanun maddelerini yürürlüğe koyarken, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"ne uyum sağlamak için bu kanun ve yönetmelikleri yürürlüğe koymuştur. Baro tarafından görevlendirilen müdafiiye ödenen ücret de yargılama giderlerindendir. Yargılama sonunda sanık hakkında beraat kararı verildiğinde, tüm yargılama giderleri, Devlet Hazinesince üstlenilir. Buna karşılık, mahkumiyeti halinde, hükmün kesinleşmesi ile bu sefer bütün yargılama giderleri (örneğin otopsi giderleri) gibi resen atanan müdafii ücreti de mahkum olan hükümlüye yüklenir.
Anayasa mahkemesi; 5320 sayılı Yasanın 13. maddesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"ne aykırı olmadığına karar vermiştir. 12.03.2009 tarih 2007-43 Esas, 2009-51 sayılı Kararı aynen şöyledir.
“Ceza Muhakemesi Kanununa göre, yargılama sürecinde hüküm kesinleşinceye kadar şüpheli veya sanıktan müdafii ücreti istenmemektedir. Hüküm kesinleştikten sonra ise yargılama giderleri içerisinde, müdafii ücreti istenen şahıs, şüpheli veya sanık değil artık hükümlü sıfatını taşımaktadır.
Düzenleme ile amaçlanan sanığa adil bir şekilde savunma imkanlarının sağlanmasıdır. Soruşturma ve kovuşturma evrelerinde bu imkan sağlandıktan sonra, yardım kapsamında ödenen ücretin yargılama gideri olarak hükümlüden tahsilinin öngörülmesinin Anayasanın adil yargılanma hakkına aykırılığından sözedilemez.” şeklindedir.
Tüm bu açıklamalar karşısında mahkemenin uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığından, dört numaralı bozma kararında belirtilen zorunlu müdafii ücretinin hükümden çıkarılmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılmamaktayız.