12. Ceza Dairesi 2017/10890 E. , 2018/9466 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal
Hüküm : TCK"nın 134/1, 134/1-2, 62/1, 51, 54. maddeleri gereğince mahkumiyet
Görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın yüzüne karşı 26.02.2015 tarihinde verilen hükmü, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre içerisinde, 05.03.2015 hâkim havale tarihli süre tutum dilekçesi ile temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında, sanığın 24.03.2015 tarihinde tebellüğ ettiği karara yönelik 05.03.2015 tarihli temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğine dair kendi içerisinde çelişkili tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiş; 26.02.2015 tarihli duruşma sonunda tefhim edilen hüküm ile ilgili hüküm fıkrasının sonuna sehven yazıldığı açıkça anlaşılan “24/03/2015” tarihinin, “26/02/2015” olarak mahallinde düzeltilebileceği değerlendirilmiştir.
Sanık ..."un, ... Metro İstasyonundaki merdivenleri kullanarak dışarı çıkış yapmakta olan mağdur ..."ye yaklaşıp, kamera fonksiyonunu açık halde bıraktığı cep telefonunun çekim yönünü, mağdurun etek altına odaklayarak, onun bilgisi ve rızası dışında, erojen bölgelerinin görüntülerini kaydemesi biçiminde sübut bulan eylemi nedeniyle görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı cezalandırılmasına ve suçta kullanılan cep telefonunun müsaderesine ilişkin yerel mahkemenin kabulünde dosya kapsamına göre bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın kasten hareket etmediğine, olası kast hükümlerinin dikkate alınmadığına, ceza miktarına, cep telefonunun gerekçeden yoksun şekilde müsadere edildiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- TCK"nın 51/3. madde ve fıkrası uyarınca, cezası ertelenen sanık hakkında, bir yıldan az üç yıldan fazla olmamak üzere ve mahkum olunan ceza süresinden az olmayacak şekilde denetim süresi belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasında yazılı hak yoksunluğuna, aynı maddenin 3. fıkrası da nazara alınarak hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususlarda aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının B harfiyle gösterilen bölümündeki 6 numaralı paragraftan sonra gelmek üzere, hükme, “a) Hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK"nın 51/3. madde ve fıkrası gereğince takdiren 1 yıl 8 ay denetim süresi belirlenmesine, sanığın kişiliği ve sosyal durumu dikkate alınarak TCK"nın 51/6. madde ve fıkrası gereğince denetim süresinin herhangi bir yükümlülük belirlemeden veya uzman kişi görevlendirmeden geçirilmesine, TCK"nın 51/7. madde ve fıkrası gereğince sanığın denetim süresi içerisinde kasten suç işlemesi durumunda ertelenen hapis cezasının kısmen veya tamamen infaz edileceği, aynı Kanun"un 51/8. madde ve fıkrası gereğince denetim süresini iyi halli olarak geçirmesi durumunda cezasının infaz edilmiş sayılacağı hususunun sanığa bildirilmesine,” ibareleri ile “b) Sanığın kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetinin kanuni sonucu olarak TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (c), (d), (e) bentlerindeki hakları kullanmaktan aynı Kanun"un 53/2. madde ve fıkrası gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına ve TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendinde yer alan velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğunun kendi alt soyu bakımından uygulanmamasına, TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendindeki hak yoksunlukları açısından ise Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesine,” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.