Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/24225
Karar No: 2008/7973

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/24225 Esas 2008/7973 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/24225 E.  ,  2008/7973 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Mardin Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    TARİHİ : 12/07/2007
    NUMARASI : 2000/190-2007/341
                           
    Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 
    1-Dava, iş kazası sonucu ölen  sigortalının hak sahibi olan  yakınlarının maddi ve manevi  zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece davacı anne ve babanın maddi tazminat isteminin kabulü ile manevi tazminat istemi yönünden davacıların isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir
    Davanın bir yönüyle yasal dayanağını oluşturan  506 sayılı yasanın 24. maddesinde ana ve babaya gelir bağlanması şartları gösterilmiş olup, 4958 sayılı Kanunun 35. maddesi ile 506 sayılı Kanunun 24/1. maddesinde yapılan değişiklikten önce, ana ve babanın  anılan gelirden yararlanabilmelerinin ikinci koşulu, ölen sigortalının sağlığında onların geçimini sağlamış olması iken, anılan maddede yapılan 29.7.2003 tarihli düzenlemeyle sigortalının ana ve babasına gelir bağlanmasının ikinci koşulu, “sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylık hariç olmak üzere buralardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan” biçiminde değiştirilmiştir
    Uyuşmazlık, anılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 6.8.2003 tarihinden önce ölen sigortalının  ana ve babasının, bu düzenlemeden yararlanıp yararlanamayacakları noktasında toplanmaktadır. 
    Kanunların geriye yürümesi konusunda mevzuatımızda genel bir düzenleme bulunmamaktadır. İlke olarak her yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu da yasaların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilemeyeceği, başka bir anlatımla geriye yürümeyecekleridir. Ancak şu husus da belirtilmelidir ki, devam eden uyuşmazlıklarda, tamamlanmamış hukuki durumlara yeni yasa veya düzenleyici kural “derhal yürürlüğe girme” niteliği nedeniyle uygulanacak ve hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Tamamlanmış hukuki durumları yeni yasa veya düzenleyici kuralın etkilememesi, onlar üzerinde hukuki sonuç doğurmaması ise kazanılmış hakları saklı tutma amacı gütmektedir.
    Yasaların zaman yönünden uygulanmalarında temel kural bu olmakla beraber, yasada yürürlüğe ilişkin özel bir düzenlemenin bulunmaması, 506 sayılı Kanunun  Ek 46. maddesinin bir yürürlük maddesi olmayıp, sadece bağlanan ölüm gelirinin kesilmesi yönünden bir düzenleme içermesi  karşısında sosyal güvenlik kurallarının tanımlanan niteliği nedeniyle her iki düzenlemeden, lehe olan düzenlemenin uygulanması gerekmektedir.
    Yapılan yargılama sonucunda, davacı yararına olduğuna kanaat getirilen hükmün 4958 sayılı Kanun ile değişik 506 sayılı Kanunun 24.maddesi olması karşısında ise ölüm geliri bağlanma hakkını doğuran olayın anılan yasa değişikliği olduğu dikkate alınarak, değişikliği takip eden aybaşı  itibariyle gelire hak kazanılabileceğinin kabulü gerekir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.04.2005 gün 2005/10-183-241 sayılı kararı da aynı yöndedir.
     Dava nitelikçe  Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan maddi zararın  giderilmesi istemine ilişkin olduğundan haksız zenginleşmeyi  ve mükerrer  ödemeyi önlemek için   Kurum tarafından  hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin belirlenen  tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay"ın  yerleşmiş görüşlerindendir. Bu bakımından davanın niteliği gözetilerek öncelikle hak sahiplerine SSK tarafından iş kazası nedeniyle gelir bağlanıp  bağlanmadığının araştırılması gelir bağlanmış ise bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin  tazminattan düşülmesi gelir bağlanmamış  ise bu yön  hak sahibinin
    tazminat hakkını doğrudan  etkileyeceğinden  hak sahibine gelir  bağlanması için SSK Başkanlığına karşı dava  açması için önel verilmesinde yasal zorunluluk bulunmaktadır.  Başka bir anlatımla,  hak sahibi tarafından Kurum aleyhine açılan davada 506 sayılı Yasa"nın 24. maddesinin  öngördüğü koşulların oluşmadığının  saptanması durumunda,  hak sahibine gelir bağlanmayacağı giderek hak sahibinin destekten yoksun kalma tazminatı isteme hakkına sahip olmayacağı  açık seçiktir.  
    Somut olayda  davacı anne ve babanın  gelir bağlanması için SSK aleyhine 29.01.2003 tarihinde açmış oldukları davanın yapılan yargılaması sonucunda Mardin Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 27.01.2004 gün ve 2003/63 E 2004/21 K sayılı kararı ile sigortalının anne ve babasına destek şartının bulunmadığı gerekçisi ile ret edildiği  dosya kapsamından  anlaşılmaktadır. Yapılacak iş anılan yasal değişiklik nedeni ile davacı anne ve babaya  SSK tarafından iş kazası nedeniyle gelir bağlanması için  SSK’na müracaatta bulunması için önel verilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    2-Davalılardan  S.M.işveren olmadığı gibi mahkemece kabul edilen kusur raporunda da kusur verilmemiştir.  Bu nedenle  S. M.hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddi yerine, gerekçesi açıklanmadan yazılı şekilde  karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    3- Mahkemece ölen sigortalının anne babası ve kardeşleri ile birlikte amca M.D. yararına da  manevi tazminata  hükmedilmiştir.  Borçlar Kanununun 47. maddesi,  ölenin ailesine dahil kişilerin manevi tazminat  isteyebileceklerini kabul etmiştir. Ölenin ailesinden maksat davacılar ile ölen arasında  eylemli gerçek bir  bağlılık ve  ilişki bulunan kişilerdir. Davacı amca   ile ölen arasında eylemli ve gerçek bir  bağın bulunduğu kanıtlanmamıştır.  Ayrıcalıklı bir özelliği ve koşulları bulunmadıkça ölenin amcasının  B.K."nun 47. maddesinden yararlanması hakkaniyet  ölçülerine uygun  düşmemektedir.
    Mahkemece  yukarıda olgular dikkate alınarak  davacı M.D.yönünden  davanın reddine  karar vermek gerekirken istemin kısmen kabulüne karar verilmesi   usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 26.05.2008  gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi