21. Hukuk Dairesi 2007/14367 E. , 2008/7935 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Hatay İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/04/2007
NUMARASI : 2004/51-2007/150
Davacı, 28.06.2001 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlanmasına hak kazandığının tespiti ile aksine kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, 2/3 oranında malül olduğundan ve 28.6.2001 tarihi itibariyle malulen emekli olması gerektiğinin tespitini istemiştir.
Mahkemece davacının Adli Tıp Genel Kurulu’nun raporu doğrultusunda malulüyet aylığına hak kazandığına ve davacıya 1.8.2006 tarihinden itibaren aylık bağlanması gerektiğinin tespitine karar vermiştir.
Davacının Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescilinin 20.4.1982 tarihi itibariyle yapıldığı, giriş bildirgesinde sağ göz, sol ve sağ kol, sol ayakta mevcut sakatlıklar ile sigortalı olarak giriş yaptığının yazılı olduğu, 25.6.2001 tarihi malulüyet aylığı talebinin, sağlık kurulu raporlarının incelenmesi sonucunda sigortalı oluş tarihinden öncede raporda belirtilen rahatsızlığının mevcut olduğu gerekçesi ile 1479 sayılı Yasa’nın 28/2 maddesi gereğince kurumca red edildiği, aynı gerekçelerle Yüksek Sağlık Kurulu’nun 6.4.2005 tarihli kararı ile de kabul edilmediği, Adli Tıp Genel Kurulu’nun 25.1.2007 tarihli kararında davacının halihazırda beden çalışma gücünün en az üçte ikisini kaybetmiş olduğunun, 1982 yılına ilişkin tıbbi belge bulunmadığından 20.4.1982 tarihindeki malulüyet düzeyinin bilinemeyeceğinin belirtildiği 13.2.2002 tarihli Antalya Devlet Hastanesi epikrizi ile dosyadaki diğer belgelere göre davacıdaki mevcut rahatsızlıkların 1979 yılı veya yakın yıllardaki bir dinamit patlaması sonucu olduğu sonucunun çıktığı, mahkemenin bu konuda yeterli araştırma yapmaksızın sonuca gidildiği görülmüştür.
1479 sayılı Yasa’nın 28. maddesinde, bu kanuna tabi sigortalılığın başladığı tarihte malul sayılacak derecede hastalık veya arızası bulunduğu tespit edilen sigortalının, bu hastalık veya arızası nedeniyle malullük sigortası yardımlarından yararlanamayacağının öngörülmesi; Adli Tıp Genel Kurulu’nun kararında ise, 1982 yılına ait tıbbi belge bulunmadığı gerekçesi ile sigortalı olduğu 20.4.1987 tarihindeki malulüyet düzeyinin bilinemeyeceğinin bildirilmesi davacının da 1982 yılı öncesinde dinamit patlamasına maruz kaldığını belirtmesi, giriş bildirgesi ve davacıdaki mevcut rahatsızlıklar dikkate alınarak, davacıdaki arızaların, sigortalılığın başladığı tarihte malul sayılmayı gerektirecek derecede olup olmadığının araştırılması gerektiği ortadadır. Buna göre, davacının patlama olayının ne zaman, nerede olduğu sorulup patlama sonrasında tedavi gördüğü özel hastane hakkında ayrıntılı bilgi alınarak, ilgili hastaneden tedavi belgelerinin getirilmesi, olayın meydan geldiği yerin bağlı bulunduğu Cumhuriyet Savcılığı’ndan ve Emniyet kuruluşundan belirtilen tarihlerdeki patlama olayı hakkında bilgi alınarak soruşturma evraklarının getirtilmesi, mümkün olan tüm delil ve belgeler toplanarak yeniden Adli Tıp Kurumundan gerekirse giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.