Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2014/10
Karar No: 2017/205

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/10 Esas 2017/205 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2014/10 E.  ,  2017/205 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 4. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Günü : 12.12.2007
    Sayısı : 62- 391

    Görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanık ..."un TCK’nun 265/1, 62, 50 ve 52. maddeleri uyarınca 6.000 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına ve taksitlendirmeye ilişkin Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesince verilen 12.12.2007 gün ve 62-391 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 13.02.2012 gün ve 3068-2641 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 05.04.2012 gün ve 61224 sayı ile;
    “...Direnme sırasında kullanılan tehdidin bu suçun işlenmesi amacı ile yapılmadığı, tutanak tanıklarının duruşma evresindeki anlatımlarında, olay yerinde tutanak tuttuklarını, kendilerine yönelik eylemli bir direnmenin olmadığını belirttikleri, sanığın ne şekilde direndiğinin açıklanmamış bulunması karşısında, sanığın görevlilere cebir ve tehditle direndiğine ilişkin deliller gösterilmeden, tanık anlatımlarındaki çelişkiler de giderilmeden, tutanak düzenleyiciler dışında görgüye dayalı anlatımına başvurabilecek diğer tarafsız kamu tanıklarının varlığı araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğu...” düşüncesiyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    5271 sayılı CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 4. Ceza Dairesince 21.11.2013 gün ve 28156-29236 sayı ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanık hakkında kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme, sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığının tespiti bakımından eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan açılmış bir kamu davasının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Sandıklı Cumhuriyet Başsavcılığınca 15.01.2007 tarihinde sanık hakkında “Şüphelinin suç tarihinde ... kasabasında evinin önünde düğün yaptığı, saat 21.30 sıralarında jandarmaya düğünde havaya ateş edildiği ve rahatsız edici şekilde müzik yayını yapıldığının ihbar edildiği, bunun üzerine olay yerine giden jandarma ekibinin şüpheliyi düğün ruhsatında belirtilen hususlara uyması gerektiği yönünde uyardığı, bunun üzerine şüphelinin düğünü 01.30-02.00 sıralarında bitireceğini söyleyerek jandarmanın buna göz yummasını istediği, tekrar ikaz edilmesi üzerine ‘buna alay komutanı dahi engel olamaz, anasını avradını sinkaf ederim, bundan sonra bu kasabaya jandarma gelmesin, anasının a...na korum’ şeklinde sözlerle sövdüğü, bu suretle jandarma ile ilgili alenen aşağılayıcı sözler söylediği" açıklamasına yer verilen iddianame ile kamu davası açılırken, sevk maddelerinin "5237 sayılı TCK"nun 301/2 ve 53/1-2" olarak gösterildiği ve suçun devletin kurum ve organlarını aşağılama olarak adlandırıldığı,
    Sandıklı Sulh Ceza Mahkemesince 29.01.2007 tarih ve 714-77 sayı ile “...Sanığın iddianamenin anlatım bölümünde belirtildiği üzere düğünün 01.30-02.00 sıralarında biteceğini söyleyerek jandarmanın buna göz yummasını istediği, ikaz edilmesi üzerine "buna alay komutanı dahi engel olamaz, anasını avradını sinkaf ederim, bundan sonra bu kasabaya jandarma gelmesin, anasının a... korum’ şeklinde sözlerle jandarmanın görevini yapmasını engellemek için tehditte bulunmuş olduğu, sanığın sözlerini olay bütün olarak dikkate alındığında hakaret amaçlı değil tehdit amaçlı olarak sarf ettiği, kamu görevlilerinin görevlerini engellemek için tehditte bulunma eyleminin TCK’nun 265/1. maddesi kapsamında kalıp asliye ceza mahkemesinin yargılama görevinde kaldığı..." gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği,
    Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesince, sanığa ek savunma hakkı verilerek kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından mahkûmiyetine karar verildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Ceza muhakemesi hukukumuzda mahkemelerce bir yargılama faaliyetinin yapılabilmesi ve hüküm kurulabilmesi için yargılamaya konu edilecek eylemle ilgili, usulüne uygun olarak açılmış bir ceza davası bulunması gerekmektedir. 5271 sayılı CMK’nun 170/1. maddesi uyarınca ceza davası, dava açan belge niteliğindeki icra ceza mahkemesine verilen şikâyet dilekçesi, son soruşturmanın açılması kararı gibi istisnai hükümler dışında kural olarak Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenecek bir iddianame ile açılır. Anılan kanunun 170. maddesinin 4. fıkrasında da; “iddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır” düzenlemesine yer verilmiştir.
    CMK’nun 225. maddesi uyarınca ise; “Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir. Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir.” Bu madde gereğince hangi fail ve fiili hakkında dava açılmış ise, ancak o fail ve fiili hakkında yargılama yapılarak hüküm verilebilecektir.
    Anılan kanuni düzenlemelere göre, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu iddia olunan eylemin dışına çıkılması, dolayısıyla davaya konu edilmeyen fiil veya olaydan dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması kanuna açıkça aykırılık oluşturacaktır. Öğretide “davasız yargılama olmaz” ve “yargılamanın sınırlılığı” olarak ifade edilen bu ilke uyarınca hâkim, ancak hakkında dava açılmış bir fiil ve kişi ile ilgili yargılama yapabilecek ve önüne getirilen somut uyuşmazlığı hukuki çözüme kavuşturacaktır.
    Diğer taraftan CMK"nun 226. maddesinde ise; “Sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez.
    Cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır.
    Ek savunma verilmesini gerektiren hâllerde istem üzerine sanığa ek savunmasını hazırlaması için süre verilir.
    Yukarıdaki fıkralarda yazılı bildirimler, varsa müdafie yapılır. Müdafii sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanır” hükmü getirilmiştir.
    Soruşturma aşamasında elde ettiği delillerden ulaştığı sonuca göre iddianameyi hazırlamakla görevli iddia makamı, düzenlenen iddianame ile CMK’nun 225/1. maddesi uyarınca kovuşturma aşamasının sınırlarını belirlemektedir. Bu bakımdan iddianamede, yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiil/fiillerin nelerden ibaret olduğunun hiçbir tereddüte yer bırakmayacak biçimde açıklanması zorunludur. Böylelikle sanık; iddianameden üzerine atılı suçun ne olduğunu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde anlamalı, buna göre savunmasını yapabilmeli ve delillerini sunabilmelidir. CMK"nun 226. maddesindeki düzenlemeyle iddianamede anlatılan eylem değişmemiş olduğunda, kanun koyucu o eylemin hukuki niteliğinde değişiklik olmasını "yargılamanın sınırlılığı" ilkesine aykırı görmemiş, bu gibi hallerde sanığa ek savunma hakkı verilerek değişen suç niteliğine göre bir hüküm kurulmasına imkân sağlamıştır. Bu düzenlemenin bir sonucu olarak mahkeme, eylemin hangi suçu oluşturacağına ilişkin nitelendirmede iddia ve savunmayla bağlı değildir. Örneğin, iddianamede kasten öldürmeye teşebbüs olarak nitelendirilen eylemin kasten yaralama suçunu oluşturacağı görüşünde olan mahkemece, sanığa ek savunma hakkı da verilmek suretiyle bahse konu suçtan hüküm kurulabilecektir. İddianamede anlatılan ve kapsamı belirlenen olayın dışında bir fail yargılanması söz konusu olduğunda ise, suç duyurusunda bulunulması ve iddianame ile dava açılması halinde gerekli görülürse her iki iddianame ile açılan davaların birleştirilmesi yoluna gidilebilecektir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun duraksamaya yer vermeyen kararlarına göre, bir olayın açıklanması sırasında bir başka olaydan söz edilmesi, o olay hakkında dava açıldığını göstermez. İddianamede dava konusu yapılan fiilin bir başka olaya dayalı olmadan, bağımsız olarak açıklanması gerekir.
    Bu açıklamalar ışığında önsoruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
    Sandıklı Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianamede fiilin, sanığın sahibi olduğu düğünde havaya ateş edilmesi ve yüksek sesle müzik dinlenmesi sebebiyle olay yerine gelip kendisini ikaz eden kolluk görevlilerine "buna alay komutanı dahi engel olamaz, anasını avradını sinkaf ederim, bundan sonra bu kasabaya jandarma gelmesin, anasının a...na korum" şeklinde anlatılması, iddianame içeriğinde görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturabilecek açık bir anlatıma yer verilmemesi ve görevsizlik kararında yapılan hukuki nitelendirme sonucu oluşabileceği belirtilen suçtan dava açıldığının kabulü için, davanın dayanağını oluşturan iddianamede bu suçun unsurunu oluşturan fiilin açıkça anlatılmasının gerekmesi karşısında; sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan açılmış bir dava bulunmadığı kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle kabulüne, Özel Dairenin görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükme ilişkin onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün, sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan açılmış bir kamu davası bulunmadığı gözetilmeden dava konusu yapılmayan fiilden hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
    Önsoruna ilişkin olarak çoğunluk görüşüne katılmayan iki Genel Kurul Üyesi; "İddianamede görevi yaptırmamak için direnme suçundan açılmış dava bulunduğu" düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
    SONUÇ :
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle KABULÜNE,
    2- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 13.02.2012 gün ve 3068-2641 sayılı sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün onanmasına ilişkin kararının KALDIRILMASINA,
    3- Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesinin 12.12.2007 gün ve 62-391 sayılı, görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün, sanık hakkında açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.03.2017 günü yapılan ilk müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından 28.03.2017 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi