2. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/16449 Karar No: 2016/8232
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/16449 Esas 2016/8232 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2015/16449 E. , 2016/8232 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; hükmolunan tazminat ve nafaka miktarları, müşterek çocuk ... için hükmolunan tedbir nafakasının kaldırılması ile reddedilen iştirak nafakası talebi yönünden, davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi, hükmolunan tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesi, davalı erkeğe 02.06.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Hükmü temyiz etmemiş olan tarafın, diğer tarafın temyizine cevabında hükme ilişkin itirazlarını bildirmesi mümkün (HUMK m. 433/2) ise de, bu yolla temyiz süresi, temyiz dilekçesinin tebliğinden başlayarak on gündür. Bu süreden sonra verilen cevap dilekçesindeki itirazların incelenmesi artık mümkün değildir. Davalı erkek hükme ilişkin itirazlarını ihtiva eden temyize cevap dilekçesini yasal on günlük süreden sonra 10.09.2015 günü verdiğine göre, davalı erkeğin katılma yolu ile temyizi süresinde değildir. Bu sebeple davalı erkeğin katılma yoluyla temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. c-Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür. (TMK m. 182) Bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerekmektedir. Her ne kadar mahkeme, müşterek çocuk ..."ın özürlü olması nedeniyle annenin bakım parası aldığını belirterek 15/12/2014 tarihi itibariyle hükmolunan tedbir nafakasının kaldırılmasına ve iştirak nafakası talebinin reddine karar vermişse de, devlet tarafından ödenen bakım parası babanın nafaka yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Ayrıca bu bakım parasının sürekli ve düzenli olduğu dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. O halde velayeti davacı anneye tevdi edilen müşterek çocuk ... için dava tarihinden hükmün kesinleşme tarihine kadar tedbir nafakasına ve devamında iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan hükmün, yukarıda 2/b ve 2/c bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, davalı erkeğin temyiz talebinin ise yukarıda 1 .bentte gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.21.04.2016(Prş.)