Taraflar arasındaki markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi ve tazminat istemli davadan dolayı ... .. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen yukarıda 09/12/2015 tarih ve 2010/660-2015/487 numarası yazılı davanın kısmen kabulüne dair hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosya Dairemize gönderilmiş olup, bu aşamada davacı vekilinin yerel mahkemenin yazısı ekinde gönderilen dilekçesiyle davadan vazgeçtiğini bildirdiği gözlenmiş olmakla, dava dosyası re’sen ele alındı, gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup davadan feragat hüküm kesinleşinceye değin yapılabilir ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Davacı vekilinin davadan feragate (vazgeçmeye) ilişkin beyanının usulen tevsik olunduğu ve vekaletnamesinde bu hususta özel yetkisi bulunduğu anlaşılmakla, HMK’nun 307 vd. maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu kanısına varılmış, Yargıtay İBK’nun 11.4.1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nun 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca, öncelikle, davadan feragate ilişkin bir hüküm verilmesini teminen yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma neden ve biçimine göre davalı vekilinin temyiz istemiyle ilgili olarak bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13/07/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.