16. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/5741 Karar No: 2016/2443 Karar Tarihi: 10.03.2016
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/5741 Esas 2016/2443 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2015/5741 E. , 2016/2443 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ...,...Köyü çalışma alanında bulunan ve 2008 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle, dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, davanın, kabul edilen makul süre geçtikten sonra açılmış olması nedeniyle kadastro tespitinden önceki zilyetlik süresinin hesaba katılamayacağı, davacının kadastro tespit tarihinden sonraki zilyetliğinin de 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresini doldurmadığı gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de; verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Davacı, kadastro sırasında adına tespit edilen 283 ada 21 parsel sayılı taşınmaz ile komşu 283 ada 22 parsel sayılı taşınmaz arasında tescil harici kalan yerin adına tescili istemiyle, kadastrodan önceki nedenlere dayanarak dava açmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 36. maddesi uyarınca herkes, yargı mercileri önünde hak arama özgürlüğüne sahip olup, bu özgürlüğün en yaygın kullanılma şekli dava açma hakkıdır. Yine Anayasamızın 13. maddesi uyarınca, “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir". 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde, kadastro sırasında haklarında tutanak düzenlenen taşınmazlar yönünden, kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkı 10 yıl ile sınırlanmış ise de, kadastro sırasında haklarında kadastro tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlar yönünden kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkını sınırlayan herhangi bir yasa hükmü de bulunmamaktadır. Davacı, kadastro sırasında hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmaz bölümü yönünden dava açtığına göre, mahkemece işin esasına girilip, yasal ilanlar yapıldıktan sonra iddia ve savunma çerçevesinde deliller toplanarak neticesine göre bir karar verilmek gerekirken, yasal olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 10.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.