23. Hukuk Dairesi 2014/5742 E. , 2014/8223 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Silivri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/04/2013
NUMARASI : 2011/423-2013/115
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı İ.. D.. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı İ.. D.."ın, müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu, C.G.in ise İsmail ve ortağına ait taşınmazı satın aldığını, davalı İsmail"in üye olması sebebiyle, davalı Ceyhun"nun ise Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 26. maddesi gereğince aidatlardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Ceyhun vekili, müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığını, bitmiş haldeki gayrimenkulün bedelini ödeyerek satın aldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı İsmail vekili, kooperatife üye olmadığını, taşınmazı satın aldığını, daha sonra da sattığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalılardan C.. G.."in davacı kooperatifin üyesi olmadığı, bu nedenle aidat borcundan sorumlu tutulamayacağı, davalı İsmail"in ise N. G. ile birlikte müşterek ortak olduğundan aidat bedellerinden sorumlu olduğu ve takibe konu miktarın likid olduğu gerekçesiyle, davalı İsmail yönünden itirazın iptali ile takibin devamına, davalı Ceyhun yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı İsmail vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı İsmail vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Dava, aidat alacağı nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Karara esas alınan bilirkişi raporunda, 2010 yılı mart ayından sonraki dönem yönünden temerrüt faizinin kooperatif genel kurulu kararı doğrultusunda, aylık %10"dan hesaplandığı anlaşılmaktadır. Ancak, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunu"nun 7. maddesi uyarınca, görülmekte olan davalarda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 120. maddesi hükmünün uygulanması zorunludur. Öte yandan, açıklanan zorunluluk karşısında taraflar yararına oluşmuş bir kazanılmış haktan da söz etmek mümkün değildir. Hâl böyle olunca davacı kooperatifin talep edebileceği faiz, talebe konu dönemlere ilişkin olarak 3095 sayılı Kanuni faiz ve temerrüt faizine ilişkin Kanun"un 2/1. maddesinde belirlenen oranın yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır. Bu durumda, mahkemece, açıklanan hususlara uygun şekilde faiz hesaplaması yapmak üzere uzman bilirkişiden ek rapor alınıp oluşacak uygun sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı İ.. D.. vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı İsmail vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı İsmail yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.