Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/1742 Esas 2016/4089 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1742
Karar No: 2016/4089
Karar Tarihi: 06.04.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/1742 Esas 2016/4089 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/1742 E.  ,  2016/4089 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki davada İstanbul 3. Asliye Hukuk ve İstanbul 8. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, taraflar arasında yapılan sözleşme nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve geç teslimden kaynaklanan kira kaybı nedeniyle doğan zararın tahsili istemine ilişkindir.
İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığa konu sözleşmenin TOKİ ile tüketici sıfatındaki davacı arasında imzalandığı; bu sözleşmede konut bedelinden davacıya ait arsa bedelinin mahsup edildiği, mahsup edilen miktarın düşük olduğu yönündeki davanın satıcıya yöneltilmesi dikkate alınarak tüketici mahkemesinin görevli olacağı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
İstanbul 8. Tüketici Mahkemesi ise, uyuşmazlığın tüketici işlemiyle ilgili olmadığı, davanın asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca, bu Kanunun 1. maddesinde belirtilen amaçlarla “Mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemi” kanun kapsamındadır. Kanunun 23/1. maddesi uyarınca, bu Kanun kapsamından doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.
4077 sayılı Kanunun 3. maddesinde tüketici, bir mal veya hizmeti, "Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla” edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi; tüketici işlemi ise, "Mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukukî işlem” olarak tarif edilmiştir.
Bu nedenlerle, mal veya hizmet alımına dair bir ilişkinin Tüketici Kanunu kapsamında kabul edilebilmesi için, satıcı/sağlayıcı kişinin "Ticari veya mesleki amaçla hareket eden" bir kişi, mal veya hizmet alan kişinin ise ticari veya mesleki amaçla hareket "etmeyen" bir kişi olması ve taraflar arasında sözleşme veya hukukî işlem bulunması gerekmektedir.
Somut olayda taraflar arasında 4077 sayılı Kanun kapsamında herhangi bir satış yahut hizmet ilişkisi bulunmadığı gibi uyuşmazlık kentsel dönüşüm kapsamında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda, arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa
payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 4077 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır.
Davacı ve davalının 4077 sayılı Kanun kapsamındaki tüketici tanımına uymadığı, taraflar arasında tüketici işlemi bulunmayıp, genel hükümler uyarınca çözümlenecek arsa sahibi ile yüklenici arasında eser sözleşmesinden kaynaklanan dava niteliğinde olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 06/04/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.