1. Hukuk Dairesi 2019/1604 E. , 2021/1041 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince hüküm ortadan kaldırılarak davanın kabulü ile hükmün düzeltilmesine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.02.2021 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ve tereke temsilcisi ... gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan babası ...’un 1578, 1574, 1997, 175, 607, 897, 1900, 1290, 608, 841, 1576, 608 ada 4 ve 5 nolu parseller ve 1651 ada 15 parseldeki 57 nolu bağımsız bölümü davalı eşine satış suretiyle temlik ettiğini, mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacının olmadığı gibi davalının da alım gücünün bulunmadığını, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan adına tescilini istemiş; 09.06.2016 tarihli ıslah dilekçesinde ise, terekeye iade talebinin kabul edilmemesi halinde, tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile payı oranında adına tescilini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldığını, mirasbırakanın tüm çocukları ile arasının iyi olduğunu mal kaçırma kastının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece Mahkemesince, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurunun kısmen kabulü ile, HMK’nin 353/1.b.2. maddesi gereğince hüküm ortadan kaldırılarak, miras payları oranında tüm mirasçılar adına iptal-tescil kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile hükmün düzeltilmesine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının eldeki davayı tapu kaydının iptali ile mirasbırakan adına tescili talepli açtığı, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.09.2014 tarih ve 2014/149 Esas ve 2014/352 Karar sayılı ilamı ile mirasbırakan ...’un terekesine ...’ün tereke temsilsi olarak atandığı, tereke temsilcisinin 09.06.2016 tarihli 9.celseye mazeretsiz olarak katılmadığı ve davalı vekilinin de davayı takip etmeyeceklerini bildirmesi üzerine mahkemece HMK’nın 150. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, bunun üzerine davacı vekilinin 09.06.2016 tarihli “ıslah ve yenileme” dilekçesi ile miras payı oranında tapu iptal tescil isteğinde bulunarak dosyanın yenilenmesini istediği, mahkemece davacı vekilinin yenileme talebinin kabulüne karar verilerek davanın sonuçlandırıldığı görülmektedir.
Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, davacı vekili 09.06.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile miras payı oranında tapu-iptal tescil isteğinde bulunmuş ise de, terekeye temsilci atanması halinde davacının davayı takip yetkisi sona ereceğinden ve artık davayı açan mirasçının, isteğini payına hasretmesi hak ve yetkisi ortadan kalkacağından bu yöndeki ıslaha hukuki sonuç bağlanamaz.
Somut olayda; dosyanın işlemden kaldırıldığı 09.06.2016 tarihinde davanın tereke temsilcisi tarafından takip edildiği, tereke temsilcisi tarafından takip edilmeyen dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, tereke temsilcisinin atanması ile davacının usuli işlem yapma yetkisinin ortadan kalktığı, davayı takip yetkisi bulunmayan davacının dosyanın yenilenmesine ilişkin talebine itibar edilemeyeceği, dosyanın davacı vekili tarafından yenilenmesinin sonuca etkili olmadığı tartışmasızdır.
Hal böyle olunca, tereke temsilcisi tarafından dosyanın süresinde yenilenmediği gözetilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalı vekilinin değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nun 371/1-a maddesi gereğince ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.