Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/912
Karar No: 2020/662
Karar Tarihi: 23.09.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/912 Esas 2020/662 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/912 E.  ,  2020/662 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    1. Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Serik 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili 04.09.2012 tarihli dava dilekçesinde; davalı tarafından davacı ... ile diğer davacıların murisi ... aleyhine icra takibi yapıldığını, takip konusu senet bedelinin gerçek değeri üzerinden ödendiğini, müvekkillerinin borçlu olduğu kabul edilse bile senedin tanzim yılının 1996 olup bono bedelinin de bu tarihe göre belirlendiğini, davalının bu bedeli istemesi gerekirken güncel para değerine göre talepte bulunduğunu belirterek takip konusu borçtan dolayı müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı vekili 14.12.2012 havale tarihli cevap dilekçesinde; davacılar tarafından senet bedelinin ödendiği iddia edilmesine rağmen bu iddianın dayanağı olan delillerin dosyaya ibraz edilmediğini, yasal düzenleme ve Yargıtay uygulaması gereğince bono bedelinin hem yazı hem de rakamla gösterilip her ikisi arasında fark bulunması hâlinde yazıyla gösterilen bedelin geçerli olacağını, bu durumda senet bedelinin yirmidörtbin TL olarak kabulünün gerektiğini bildirerek davanın reddi ile asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararı:
    6. Serik 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.07.2013 tarihli ve 2013/332 E., 2013/1 K. sayılı kararı ile; dava konusu senette yazı ve rakam ile yazılan bedeller arasında farklılık bulunduğu, bu durumda yazı ile yazılan kısma itibar edileceği, senedin düzenlenme tarihi 1996 yılı olup bu tarih itibariyle davalının davacılardan 24.000,00TL alacaklı olduğu, ancak daha sonraki tarihlerde paradan 6 sıfır atılmasına ilişkin düzenleme nedeniyle bu rakamın günümüz itibarı ile 0,024TL’ye tekabül ettiği, davacıların senedin belirlenen gerçek bedelini de ödediklerini yazılı delille kanıtlayamadıkları gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacının Serik 2. İcra Müdürlüğünün 2012/4580 sayılı dosyasındaki 24.000,00TL"lik asıl alacak üzerinden olan takibin 23.999,97TL"sinden davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin 0,024TL üzerinden devamına, 23.999,97TL asıl alacak üzerinden davalının davacıya %20 oranında kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Serik 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay 19. Hukuk Dairesince 06.01.2014 tarihli ve 2013/16495 E., 2014/570 K. sayılı kararı ile; “…Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK"nın 778/2-c maddesi yollamasıyla bonolarda da uygulanması gereken 676/1 maddesi uyarınca poliçe bedeli hem yazı hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa, yazı ile gösterilen bedel üstün tutulur. Somut olayda dava konusu bononun unsurları tam olduğundan yukarıda yazılı yasa hükmünün uygulanması gerekmekte olup dava konusu bononun miktarının yirmidörtbin olarak kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. Serik 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.10.2014 tarihli ve 2014/292 E., 2014/388 K. sayılı kararı ile; bono üzerinde yazı ve rakamla gösterilen kısımlardaki farklılık göz önüne alınarak yazı ile belirtilen yirmidörtbin Türk Lirasının dikkate alındığını ancak davacı tarafından dava konusu bononun düzenleme tarihi olan 1996 yılından sonra gerçekleşen yasa değişikliği ile TL"nin sonundan 6 sıfır atıldığı, dolayısıyla davalının davacıya bononun düzenlendiği 1996 tarihinde yirmidörtbin TL (24.000) olan borç miktarının 6 sıfır atılması neticesinde 0.024TL’ye tekabül ettiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; yazı ve rakamla gösterilen bedellerin farklılık gösterdiği dava konusu bonoda mahkemece düzenleme yılının 1996, vade tarihinin de 2012 yılı olduğu gözetilerek yazı ile belirtilen rakamın dikkate alınmış olması karşısında yazı ile belirtilen miktarın Türk Lirasından altı sıfır atılmasına ilişkin yasal düzenleme gereğince 0.024TL olarak kabulünün mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    12. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 778/2-c maddesi yollamasıyla bonolarda da uygulanması gereken 676 maddesinin 1. fıkrasında “ Poliçe bedeli hem yazı hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa, yazı ile gösterilen bedel üstün tutulur.” düzenlemesi mevcuttur.
    13. Somut olayda icra takibine konu yapılan dava konusu bono üzerindeki vade tarihi 01.01.2012, düzenleme tarihi ise 13.03.1996 olup senet üzerinde yazı ile “yirmidörtbin” yazdığı hâlde rakamla 24.000.000,00TL yazıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yukarıda yer verilen kanun hükmü uyarınca yazı ile gösterilen bedele itibar edilmiş olup, esasen bu hususta mahkeme ile Özel Daire arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf, senet üzerinde yazı ile belirtilen miktarın belirlenmesinde Türk Lirasından altı sıfır atılmasına ilişkin yasal düzenlemenin dikkate alınıp alınmayacağı noktasındadır.
    14. 13.03.1996 tarihinde “yirmidörtbin” TL bedel üzerinden düzenlenen senedin, para biriminde yapılan değişiklik nedeniyle aynı bedel üzerinden takibe konulması mümkün değildir. Nitekim 31.01.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5083 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkında Kanun hükümleri uyarınca 01.01.2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Türk Lirasından altı sıfır atılmış bulunmaktadır. Dolayısıyla takibe konu senedin tanzim tarihi anılan yasanın yürürlüğünden önce olup, senede dayanılarak takip tarihi itibariyle talep edilebilecek miktar, senet bedeli olan “yirmidörtbin” TL’den altı sıfır atılmak suretiyle bulunan rakama tekabül eder.
    15. Bu nedenle senet üzerinde yazı ile yazılan miktara itibar edip para biriminde yapılan değişikliği de göz önünde bulundurarak 24.000,00TL asıl alacak üzerinden yürütülen takibin 23.999,97TL’sinden davalıya borçlu olunmadığının tespitine karar veren yerel mahkeme direnme kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    16. O hâlde, direnme kararı yerindedir.
    17. Ne var ki, mahkemece hüküm altına alınan kötüniyet tazminatı yönünden temyiz incelemesi yapılmadığından, bu hususta inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Direnme uygun olup, davalı vekilinin tazminat yönünden temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince bu işlemlerin yerine getirilmesine, karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 23.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi