Davacı, davalı işveren nezdinde 1.3.1989-15.5.2001 tarihleri arası çalıştığı günlerin tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi
Dava, 01.03.1989-15.05.2001 tarihleri arasında davalılardan işverene ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen hizmetlerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu istek tanık sözlerine dayanılarak kısmen kabul edilmiş ve davacının 01.03.1989-13.05.2001 tarihleri arasında çalıştığının tesbitine karar verilmiştir. Oysa, ifadeleri hükme dayanak alınan tanıklar davacı ile birlikte çalışan ve kayıtlara geçmiş kişiler olmadığı gibi, komşu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş kimseler de değildir. Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olaylara dayanmamakta, soyut düzeyde kalmaktadır.
Bu tür hizmet tespitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi icap ettiği dairemizin giderek Yargıtay’ın içtihadı gereğidir. Somut olayda, davacının çalıştığı iddia edilen işyerinin 506 sayılı Yasa kapsamına alınmadığı, dolayısıyla davacı ile birlikte çalışan bordro tanığı olmadığı dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davanın nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğu göz önünde tutularak, davacının tesbitini istediği tarihlerde çalıştığını iddia ettiği işyerine komşu olan işyerlerini belediye, emniyet veya jandarma vasıtasıyla saptamak, saptanan bu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş kişilerin, başka bir anlatımla, Sosyal Güvenlik Kurumu’nda kayıtları olan komşu işyeri sahiplerinin veya çalışanlarının bilgilerine başvurulmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.05.2008 gününde oy birliği ile karar verildi.