(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2019/842 E. , 2021/4647 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 112 ada 23 parsel sayılı 477.292,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kadim kullanıma dayalı olarak kamu orta malı mera vasfıyla sınırlandırılmıştır. Davacı ..., tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın bir bölümü hakkında tapu iptali ve tescil istemiyle, çekişmeli taşınmaz bölümüne komşu olup kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmaza yönelik olarak ise adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile, çekişmeli 112 ada 23 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 34.007,15 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile bu bölüm ile birlikte; teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen ve kadastro sırasında dere yatağı olarak tescil harici bırakılan 23.856,85 metrekare yüzölçümündeki bölüm birleştirilerek toplam 57.864,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda dava konusu 112 ada 23 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; çekişmeli taşınmaz bölümü kadastro sırasında mera vasfıyla tespit edilerek mahsus siciline kaydedildiği halde, Mahkemece yöntemince mera araştırması yapılmamış; bu anlamda çekişmeli taşınmaz bölümü ile mera parselinin kalan kısmı arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümünün toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden mera parselinin kalan bölümünden nasıl ayrıldığını, mera ile arada doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığını ve taşınmazın meradan açılan bir yer olup olmadığını açıklamaktan ve taşınmaz bölümünün niteliğini belirlemekten uzak ziraat bilirkişi raporuyla yetinilmiş, bir taşınmazın geçmişteki ve şimdiki niteliğinin, kullanım şeklinin ve süresinin belirlenmesinde en etkili yöntem hava fotoğraflarından etkin biçimde yararlanılmamış, taşınmazın tespit tarihi göz önüne alındığında tespitten önceki zilyetliğin şekli ve süresinin belirlenmesi hususunda yalnızca 1973 tarihli hava fotoğrafından istifade edilmiş, kaldı ki jeodezi uzmanı bilirkişi raporu gerekçesiz, denetimden uzak ve kendi içerisinde çelişkili olduğu halde bu rapora itibar edilmiş, yerel bilirkişilerin soyut nitelikteki beyanları hükme esas alınmış, dosya arasına ekli fotoğraflardan da taşınmaz bölümü ile mera parseli arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı anlaşılamamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca ulaşmak için, Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmaza ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları, üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, fen bilirkişisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisinin katılımıyla yeniden keşif icra edilmeli, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın kamu orta malı mera niteliğinde olup olmadığı, meradan sökülerek elde edilip edilmediği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında oluşacak çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmesine çalışılmalı, alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli; mahkeme hakiminin, taşınmaz bölümünün konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümünün öncesinin mera niteliğinde olup olmadığını, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini, çekişmeli taşınmaz bölümünün mera parselinin kalanından nasıl ayrıldığını, aralarında doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, özellikle önceki bilirkişi raporunu irdeleyen, taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, taşınmaz bölümünün öncesini ve mevcut niteliğini açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kuruluna hava ve uydu fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak, taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğinin, mera vasfında olup olmadığının, mera niteliğinde değilse imar-ihyasına en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verir kroki ve rapor düzenlemesi istenmeli; yapılan araştırma ve inceleme sonucu taşınmazın öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde, uzun süreli kullanım ile meranın toprak yapısının değiştirilmeye çalışılmasının mera özelliğini kaybettirmeyeceği ve meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça bir değer taşımayacağı gözetilmeli ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA,
2- Hükme esas alınan fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dava, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. 17 ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddeleri uyarınca tescili istemine ilişkindir. Mahkemece çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, çekişmeli taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman, nasıl, kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında mahalli bilirkişilerden maddi olaylara dayalı ayrıntılı beyan alınmamış, ziraat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen, çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliğinin ve öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerindeki imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, imar-ihya mevcut ise ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususlarını belirleme yönünden yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınmış, bir arazinin niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olup, bu konuda kesin bir kanaat edinilebilmesi için, dava konusu edilen taşınmaz bölümüne ait dava tarihinden geriye dönük olarak farklı tarihlerde çekilmiş en az 3 adet hava fotoğrafı üzerinde inceleme yaptırılması gerektiği halde, mahkemece dava tarihi göz önüne alındığında uyuşmazlığın çözümüne etkisi olmayan 1973 yılına ait hava fotoğrafının incelenmesiyle yetinilmiş, kaldı ki jeodezi uzmanı bilirkişi raporu gerekçesiz, denetimden uzak ve kendi içerisinde çelişkili olduğu halde bu rapora itibar edilmiş; ayrıca kadastro sırasında tescil harici bırakılan dava konusu taşınmaz hakkında 4721 sayılı TMK"nın 713/4-5. maddeleri gereğince yerel ve gazete ilanlarının yaptırılması gerektiği halde, bu ilanlar da yaptırılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmaz bölümüne ait en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihi olan 2008 yılından 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı taktirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğü"nden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı; bu şekilde dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, taşınmaz bölümünün imar-ihyasının ne zaman başlayıp bitirildiği, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasındaki çelişki oluşması halinde, yöntemince çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz bölümü üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihyaya konu edilecek yerlerden ise imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını içerir; önceki bilirkişi raporunu irdeleyen bilimsel esaslara ve maddi verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye yukarıda belirtilen hava fotoğrafları üzerinde stereskop aletiyle inceleme yaptırılarak çekişmeli taşınmaz bölümünün hava fotoğraflarının çekildiği tarihlerdeki niteliği ile kullanım şekli ve süresi hususunda ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verir şekilde krokili rapor düzenlemesi istenilmeli; çekişmeli taşınmaz bölümünün yakın plan renkli fotoğrafları çektirilerek sınırları fotoğraflar üzerinde işaretlenmeli, bu yolla davacı taraf yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olarak saptanmalı; ayrıca TMK"nın 713/4-5. maddeleri gereğince yasal ilanlar yapılarak, üç aylık yasal ilan süresinin dolması beklenilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.