15. Hukuk Dairesi 2019/1279 E. , 2019/5143 K.
"İçtihat Metni"Davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... arasındaki davadan dolayı .... 4. Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 17.11.2015 gün ve 2012/519 E.-2015/442 K. sayılı hükmü onayan 23. Hukuk Dairesi"nin 13.11.2018 gün ve 2016/2559 E.-2018/5248 K. sayılı ilamı aleyhinde davalı-karşı davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptâli tescil, birleşen dava, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın birlikte ifa suretiyle kabulüne, birleşen davada maddi tazminata ilişkin talep, asıl davada karara bağlandığından karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat isteminin reddine dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiş, 23.Hukuk dairesinin 2016/2559 E., 2018/5248 K. sayılı ilamıyla onanan karara karşı, davalı-karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Karar düzeltme talebinin kural olarak temyiz incelemesini yapan Yargıtay Hukuk Dairesince incelenmesi gerekmekte ise de; Yargıtay Büyük Genel Kurulu"nun 09.02.2018 gün 2018/1 sayılı işbölümü kararı ile arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan ve 01.07.2016 tarihinden sonra temyiz ya da karar düzeltme talepli olarak Yargıtay"a gelen dosyalardaki temyiz ya da karar düzeltme taleplerini incelemek görevi Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"ne verildiğinden karar düzeltme talebi Dairemizce incelenmiştir.
Davacı-karşı davalı yüklenici, davalı-karşı davacı arsa sahibidir.
Asıl davada davacı vekili; taraflar arasında 19.08.2009 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca müvekkili yüklenicinin edimlerini yerine getirmesine rağmen devredilmeyen 1 ve 6 nolu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptâli ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davacının edimlerini sözleşmeye uygun ifa etmediğini, eksik ve ayıplı işler mevcut olduğunu ileri sürerek, davanın reddini savunup, karşı davasında; davalı-karşı davacı yüklenicinin asıl davaya konu sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini iddia ederek, 30.000,00 TL maddi tazminatın ve 10.000,00 TL manevi tazminatın sözleşmenin ifası gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan delillere, tüm dosya kapsamına göre; davacı yüklenicinin sözleşme gereği yapılması gereken işleri eksik bıraktığı, eksik imalâtların bedelinin keşif ve bilirkişi raporuna göre 45.930,00 TL olarak belirlendiğinden, bu bedel depo ettirilerek, birlikte ifa suretiyle dava konusu iki bağımsız bölüm için tapu iptâli tescil isteminin kabulüne, bu şekli ile davacının dava açılmasına kendisinin neden olduğu, davalı arsa
sahibinin belirtilen miktar kadar davada haklı olduğu gerekçesiyle yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına ve davalı lehine eksik iş bedeli ve tesciline karar verilen taşınmazların dava tarihindeki değerleri toplamı üzerinden vekâlet ücreti takdirine, birleşen dosyada ise, asıl davada eksik iş bedelinin tespit edilerek tamamlandığı gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, şartları oluşmadığından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, taraflarca temyiz edilen karar, 23. Hukuk Dairesince davacı-karşı davalı vekilinin temyizden feragati, davalı-karşı davacı vekilinin de temyiz istekleri yerinde görülmediğinden onanmış, davalı-karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
HMK"nın 166 ve devamı maddelerinde “Aynı yargı çevresinde yer alan, aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde ... birleştirilebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Davaların birleştirilmesinden sonra her iki davanın yargılama ve tahkikatı birlikte yürütülür ancak bu davaların bağımsızlıkları tümüyle ortadan kalkmamaktadır. Davalar şeklen tek olsa da madden ayrı kabul edilmeli, her davadaki talepler birbirinden ayrı müstakil olduğundan ayrı ayrı değerlendirilip, ayrı karar verilmelidir. Yargılamanın sonunda tek bir karar verilse de hüküm fıkralarında her bir dava için ayrı ayrı hüküm fıkrası tesis edilmelidir. Birleşen davanın diğer dava içinde eridiği kabul edilmemelidir.
Yerel mahkemece asıl davada karar verilip, birleşen davadaki talepler asıl davada karşılandığından; karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru olmadığı gibi, birleşen davada talep edilen kira tazminatı, dubleks meskenin değer farkı, su tesisatı ve beton mukavemeti konusunda, olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de doğru olmamış, hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekirken sehven onandığı, bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından, davalı-karşı davacı vekilinin karar düzeltme talebi yerinde görülüp, onama kararı kaldırılarak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile 23. Hukuk Dairesi"nin 13.11.2018 gün ve 2016/2559 Esas, 2018/5248 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak mahkeme kararının BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 143,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan harcın temyiz eden davalı-karşı davacıya iadesine, ödediği karar düzeltme peşin harcının istek halinde karar düzeltme isteyen davalı-karşı davacıya geri verilmesine, ödediği temyiz peşin ve Yargıtay başvurma harçlarının istek halinde temyiz eden davacı-karşı davalıya geri verilmesine, 12.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.