Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/57
Karar No: 2021/1040
Karar Tarihi: 25.02.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/57 Esas 2021/1040 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2019/57 E.  ,  2021/1040 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel, olmazsa tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar ve bir kısım asli müdahiller vekili tarafından duruşma istekli olarak yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.02.2021 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar ve bir kısım asli müdahiller ... v.d. vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar ... v.d. vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... gelmedi, asli müdahil ... vekili Avukat gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat, bu da mümkün olmazsa tenkis isteklerine ilişkindir.
    Davacılar ve asli müdahiller, mirasbırakanları ... ..."nin 21, 30, 183 ve 334 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu ...’ye satış suretiyle temlik ettiğini, ...’nin de 1752 (183 parselin ifrazından oluşan), 21, 30 ve 334 parsel sayılı taşınmazları diğer davalı ...’a, 1750 parseli(183 parselin ifrazından oluşan) ise diğer davalı ..."e devrettiğini, ...’nin 21 parsel sayılı taşınmazı davalı ... Kooperatifine devrettiğini, tüm temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişler, bozma sonrası 01.08.2015 tarihli dilekçe ile tapu iptal-tescil taleplerinin kabul edilmemesi halinde tazminata karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar ... ve ..., dava konusu taşınmazların mirasbırakanın borcu sebebiyle bedeli karşılığında davalı ...’ye satıldığını, daha sonra ...’nin paraya ihtiyacı sebebiyle taşınmazların davalı ...’ye devredildiğini, davalı ...’nin iyiniyetli olduğunu, mirasbırakanın başkaca taşınmazlarının da bulunduğunu, temliklerin muvazaalı olmadığını; diğer davalı ... Koop. vekili, dava konusu 21 parsel sayılı taşınmazın bedeli karşılığında davalı ...’den satın alındığını ve taşınmaz üzerine kooperatif tarafından inşaat yapılmaya başlandığını belirterek davanın reddini savunmuşlar, diğer davalı ... davaya cevap vermemiş, davalı ... ve davalı ...’nin yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir.
    Mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, “…mahkemece yazılan kararda, dosyaya toplanan belgeler ve delillerin açıklanması ötesinde kararın gerekçe içerdiğini söyleyebilme olanağı yoktur. Hâl böyle olunca, HMK"nın 297/1-c maddesine uygun biçimde kararın gerekçesinin açıklanması gerekirken, gerekçesiz olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, kayıt maliki olan davalılar ..., ... ve ... yönünden kötüniyetli olduklarının ispatlanamadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, bedel isteğinin ise bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
    Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak, son kayıt malikleri davalılar ..., ... ve ...’nin kötü niyetli olduklarının ispatlanamadığı gözetilerek tapu iptali ve tescil isteği yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacılar ve bir kısım asli müdahiller ... v.d. vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde göülmediğinden, reddine.
    Davacılar ve bir kısım asli müdahiller ... v.d. vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Hemen belirtilmelidir ki, davacılar ve asli müdahiller vekilinin bozma kararından sonra 01.08.2015 tarihli dilekçesi ile tapu iptali ve tescil taleplerinin kabul edilmemesi halinde tazminata karar verilmesini istediği, bu hali ile davacılar ve asli müdahillerin talebinin ıslah olmayıp talebin daraltılması niteliğinde olduğu, talepten vazgeçmek veya azını istemek karar verilinceye kadar mümkün olduğundan, mahkemece anılan dilekçenin ıslah dilekçesi olduğu ve bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı şeklindeki değerlendirmesi doğru değildir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, mirasbırakan ... ...’nin 23.06.1993 tarihinde öldüğü, geriye mirasçıları olarak çocukları olan davacılar ... ve asli müdahiller ... ile torunları olan asli müdahiller ... ve ...’ın kaldığı, mirasbırakan ... ...’ın dava konusu 21, 30, 183, 334 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının tamamını 16.09.1981 tarihinde davalı oğlu ...’ye satış suretiyle temlik ettiği, ...’nin de 21, 30, 334 ve 1752(183 parselin ifrazından oluşan) parsel sayılı taşınmazları 09.07.1998 tarihinde davalı ...’a, 1750 parsel (183 parselin ifrazından oluşan) sayılı taşınmazı ise 30.06.1998 tarihinde diğer davalı ...’e satış yoluyla devrettiği, davalı ...’nin 06.11.1998 tarihli akitle 21 parsel sayılı taşınmazı davalı ... Kooperatifine devrettiği, dava konusu 334 parsel sayılı taşınmazın şuyulandırma sonucu 582 ada 4 parsel sayılı taşınmaza revizyon gördüğü anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (nitelikli-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 0l.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanunu" nun (TMK) 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237 (818 s. Borçlar Kanunu"nun (BK) 213) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki kişisel ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından mirasbırakan tarafından malvarlığının tamamına yakınının bedelsiz olarak davalı oğlu ...’ye mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak devredildiği, ancak taşınmazları ...’den temlik alan ikinci el konumundaki diğer davalıların kötüniyetli olduğunun davacılar tarafından kanıtlanamadığı sonuç ve kanaatine varılmaktadır.
    Hal böyle olunca, verilen kararın asli müdahil ... tarafından temyiz edilmediği, davalılar yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilmek suretiyle, hükmü temyiz eden davacılar ve bir kısım asli müdahillerin miras paylarına isabet eden bedel isteğinin davalı ... Tiryaki mirasçıları yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacılar ve bir kısım asli müdahiller vekilinin bu yöne değinen ve yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacılar vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi