Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
09.04.2009 tarihli icra mahkemesi kararının 10.04.2009 tarihli süre tutum dilekçesi ile borçlu tarafça temyiz edildikten sonra, muteriz borçlu şirketin temsilcisi tarafından 18.05.2009 tarihinde davadan ve temyizden feragat ettiği görülmüştür.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davadan feragat nedeniyle bir karar vermekten ibarettir. Davadan feragat temyizden feragati de içereceğinden mahkemenin vaki feragat nedeniyle Yargıtay"a ait olan ret veya kabulüne ilişkin karar verme yetkisi göz ardı edilerek temyiz talebinin reddine 22.05.2009 tarihinde karar verilmesi fuzuli bir iş olup, hukuki sonuç doğurmaz. Öte yandan kati hükmün neticelerini taşıyan feragatten feragat edilmesi her ne kadar hukuki sonuç doğurmaz ise de icra mahkemesinin kararın kesinleştiğinden bahisle yasal süreden sonra yapılan temyiz isteminin reddine karar vermesi de doğru değildir. Bu nedenle 13.07.2009 tarih 2009/70 Esas, 2009/202 Karar sayılı temyiz istemine ilişkin kararın bozularak ortadan kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin 10.04.2009 tarihli temyiz isteminin kabulü ile mahkemece 18.05.2009 tarihli davadan ve temyizden feragat konusunda bir karar verilmesi için mahkeme kararının İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.