1. Hukuk Dairesi 2016/13019 E. , 2016/11441 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar,mirasbırakan .. . ile eşi ..."in ortak paydaş oldukları 258 ada 7 parsel sayılı taşınmazı, mirasbırakanın kefil olduğu borçtan dolayı cebri icra tehdidinden kurtulmak amacıyla, bedelsiz olarak davalılara eşit pay ile temlik ettiklerini belirterek muvazaa nedeniyle tapunun iptali ile önceki şekliyle tesciline karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında davalı ..."in 1/2 payını ..."e devretmesi nedeniyle anılan kişi davaya dahil edilmiştir.
Davalı ..., temlikin üzerinden 15 yıl geçtiğinden zamanaşımının dolduğunu, babasının cebri icraya uğraması sonucu taşınmazları devraldıkları iddiasının asılsız olduğunu, murisin 1995 yılında vefatı üzerine aile içinde miras taksimine gidildiğini ve annesinin baskısı ile babasının malvarlığının büyük bir kısmının davacı ...’e devredildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., davayı kabul etmiştir.
Dahili davalı ..., hak düşürücü sürenin geçtiğini, müvekkilinin iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu, diğer davalı ...’ın eşinin borçları dolayısıyla paraya ihtiyaçları olması nedeniyle taşınmazı bedeli karşılığında sattığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen 18/04/2012 tarihli karar Dairece; “... davalılardan .... açılan davayı kabul etmiştir. Bilindiği üzere kabul,davaya son veren taraf işlemlerinden olup, kesin hükmün hukuki neticelerini doğurur. O halde, mahkemece kabul eden davalı bakımından davacıların davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek davalı ... bakımından da davanın reddedilmiş olması doğru değildir. Diğer taraftan, yanlar arasındaki ilişkinin taraf muvazaası olduğu sabittir. Hemen belirtilmelidir ki, böyle bir iddia ile açılan davaların 05.02.1947 gün ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yazılı bir belge ile kanıtlanması zorunludur. Yazılı belgesi bulunmayan kimsenin son müracaat edeceği kanıtın ise yemin olacağında kuşku yoktur. Davacı taraf davayı kabul etmeyen davalı ... yönünden her ne kadar bir belge ibraz etmemiş ise de, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmışlardır. O halde, davacı tarafa davalı ..."a yemin teklif etme haklarının varlığı hatırlatılmalı,davalı ..."ın yemini eda etmesi halinde davacıların davasının reddine karar verilmeli, ancak teklif edilen yeminin eda edilmemesi halinde ise davacıların davasını .... karşı ispat ettikleri kabul edilmelidir. Bu durumda ise, yargılama devam ederken taşınmazı edinen ve ikinci el konumunda olan .... yönünden edinmesinde iyiniyetli olup olmadığı, bir başka ifade ile ediniminin korunup korunmayacağı bakımından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda deliler toplanarak, TMKnun 1023. maddesi hükmü gereğince değerlendirme yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
./..
Karar, davalı ... ve dahili davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalı ... ve Dahili davalı ..."in temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 341,53 .-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalı ... . ve dahili davalı ..."den alınmasına, 26.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....