21. Hukuk Dairesi Esas No: 2008/3211 Karar No: 2008/7246
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2008/3211 Esas 2008/7246 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2008/3211 E. , 2008/7246 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Ankara 15. İcra Mahkemesi Tarihi : 13.7.2006 No : 576-648
Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı (alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Uyuşmazlık üçüncü kişinin İİK.nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılanistihkak iddiasına ilişkindir. Dava konusu kepçe , 28.03.2005 tarihinde borçlunun bonoda yazılı olan ve ödeme emrinin tebliğ edildiği Taşpınar köyündeki adreste haczedilmiştir.İİK97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla davalı alacaklı yararınadır.Bu yasal karine aksinin davacı üçüncü kişi tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle ispatı gerekmektedir. Dava konusu araç iş makinası niteliğinde olup 2918 sayılı Yasanın 22/c-2 ve Karayolları Trafik yönetmeliğinin 29/A)d-1-2 maddeleri uyarınca özel ve tüzel kişinin üye bulunduğu Ticaret ve Sanayi Odasına tescili zorunlu araçlardandır. Aynı yönetmeliğin 36. maddesi b) bendinde tescilli c) bendinde tescili silinmiş veya tescil edilmediğinden tescil belgesi bulunmayan araçların satış ve devirlerinin geçerli olabilmesi için sahiplik belgesi esas alınarak noterlerce yapılacağı öngörülmüştür. Somut olayda davacı noterce düzenlenmiş belge yerine; borçlu tarafından düzenlenmiş faturaya dayandığından araç mülkiyetini kazanmamıştır. Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri de bu yöndedir. (21.H.D. 19.3.2001 gün E:2001/1778 2026 sk.) Kaldı ki ,davacının dava dilekçesinde yaptığı açıklamalara göre borçlu ,borcun doğumundan sonra ,kendisine ait işyeri ve dava konusu iş makinesini devretmiştir.Yapılan bu işlem danışıklı olup alacaklının haklarını etkilemeyeceği de açıktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hatalı değerlendirme ile, davanın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.