Davacı, prim borcu olmadığının tespiti ile 4956 sayılı Yasa"nın esas alınmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı, davalı kurum tarafından 4692 sayılı Yasaya göre tesbit edilen 10.743.652.908.TL. prim borcunun olmadığının tesbitini istemiş; Mahkemenin davanın reddine ilişkin kararı Dairemizce davacının prim borcunun 4956 sayılı Yasa’nın 27.maddesi ile değişik 1479 sayılı Yasa’nın 53/3 maddesinde belirtilen ilkeler çerçevesinde belirlenmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.Bozma ilamına uyma kararı verilerek alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Davacının ödeme yaptırmak istediği 28.04.2004 tarihinde 02.08.2003 gününde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa’nın 27. maddesi ile değişik 1479 sayılı Yasa’nın 53/3 maddesi yürürlükte olup anılan maddeye göre sigortalılar tarafından ödenmesi gereken primler süresi içinde ve tam olarak ödenmezse primlerin ödenmeyen kısmına sürenin bittiği tarihten başlamak üzere %10 artırılacağı, bu miktara borç ödeninceye kadar gecikilen her ay için ayrıca Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki aya ait Türk Lirası cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet İç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faizi bileşik bazda uygulanarak gecikme zammı hesaplanacaktır. Karara esas alınan 22.08.2007 tarihli bilirkişi raporunda bozma ilamında belirtilenin aksine davacının 01.10.1999 tarihine kadar olan dönemdeki prim borcu ,asıl alacağa ,ilk ay için %10 ,takip eden aylarda %5 ve 01.10.1999-02.08.2003 tarihleri arasında sadece asıl alacağa 6183Sayılı Yasa gereği uygulanacağı belirtilen gecikme zammı oranı uygulanmış,02.08.2003 tarihinden sonra ise Devlet iç borçlanma faiz oranları birleşik olarak uygulanarak üç dönemde ayrı bir hesaplama yapılmıştır.Alınan rapor, bozma ilamında belirtildiği şekilde yapılmış bir hesaplamaya dayanmadığından bu rapora dayanılarak verilen kararda usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Yapılacak iş; bu konuda uzman muhasebeci ve avukatlardan oluşan yeni bir bilirkişi heyetinden primi ödenmeyen tüm süreler yönünden 1479 sayılı Yasa’nın 53. maddesinde belirlenen esaslara göre prim borcunu hesaplayan rapor almak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirir. O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 06.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.