19. Hukuk Dairesi 2018/1300 E. , 2019/4363 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi ( Tük. Mah. Sıf. )
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacının davalı bankanın kredi kartı müşterisi olduğunu, davacının rızası hilafına kredi kartından yurt dışı kaynaklı dört adet işlem karşılığı olan toplam 4.133,48 TL harcamanın yapıldığını, ancak yapılan harcamaların davacı tarafından yapılmadığını ileri sürerek davacının yapılan işlemle ilgili borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın tamamen kendi kusurundan kaynaklanan zararının davalı bankadan talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının kredi kartından yapılan harcamalarının yeterli güvenlik önlemlerini almayan davalı bankanın kusurundan kaynaklandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2015/9203 Esas 2016/400 Karar 20.01.2016 tarihli bozma ilamında ‘Birer güven ve itimat müessesi olan bankalar, hafif kusurlarından dahi sorumlu iseler de, bankanın hiç kusurunun bulunmaması halinde sorumluluğundan söz edilemez. O halde mahkemece, olayda bankanın kusuru bulunup bulunmadığının diğer bir anlatımla davacının tam kusurlu olup olmadığının araştırılarak ve bu konuda uzman bilirkişiden rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir’ denilmek suretiyle bozulmuş, mahkemece direnme kararı verilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 12/04/2017 tarih, 2017/1954 -841 esas, 2017/746 karar sayılı ilamı ile direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, internet dolandırıcılarının 23 Aralık 2014 tarihinde davacıyı arayarak kredi kartı bilgilerini aldığı, 4 kez 353,20 euroluk alış veriş işlemi yapılması bakımından 24 Aralık 2014 tarihinde bu işlemlere ilişkin bilgi mesajı geldiği ve davacının şifresini alarak işlemi gerçekleştirdiği, davacının kendisine gönderilen şifreleri okumak, kredi kartı ve şifreleri korumak bakımından yükümlülüğünü yerine getirmek suretiye kusurlu olduğu düşünülmekte ise de tam kusurlu olmadığı, zira davacının 24 Aralık 2014 tarihinde cep telefonuna bilgi mesajı gelmesi üzerine davalı şifresini bildirmiş ise de 24 Ağustos 2014 tarihinde kart dolandırıcılığı hususunda davalı bankaya faks gönderdiği ihbarda bulunduğu bu ihbar neticesinde kredi kartı koruma altına alınma imkanı olduğu bankaya fax bildirimi göndermek suretiyle kendisine gönderilen işlemi bankaya ihbar ettiği ancak davalı bankanın bu bildirime duyarsız kaldığı, hesap sahibinin koruma yükümlülüğünü yerine getirmediği davalı banka tarafından davacının şikayetine ve bildirimine duyarlı olup gereğinin yerine getirilse idi davacının dolandırılmasının engellenmiş olacağının düşünüldüğü, bu surette davalı bankanın dava konusu olayın gerçekleşmesinde kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma kararına direnilmiş, ancak Hukuk Genel Kurulu’nca direnme kararının bozulmasına karar verilmesi nedeniyle bozmaya uyulmuş ise de; bozma gereği yerine getirilmemiştir. Bilirkişinin kimlik tespitinin yapılmadığı, bilirkişi yemin tutanağının olmadığı, bilirkişinin uzmanlık alanı anlaşılamadığı gibi raporda da sadece ismi bulunmaktadır. Rapor içeriğinde de 24.12.2014 tarihli gerçekleşen dava konusu kredi kartı işlemi ile ilgili olarak davacının 24 Ağustos 2014 tarihinde gelen mesajla haberdar olduğu şeklinde özensiz ve çelişkili ifadeler belirtilmiştir. Konusunda uzman olmayan bilirkişiden alınan rapora dayanılarak hüküm verilemez. Mahkemece Hukuk Genel Kurulu’nca Dairemiz bozma kararında belirtildiği gibi, konusunda uzman bir bankacı bilirkişi ile bankacılık ve internet bilişim sistemi inceleme konusunda uzman teknik bilirkişi ile banka kayıt ve defterleri ile bankanın güvenlik sistemleri ve işlemleri yerinde incelettirmek suretiyle bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Bu nedenle eksik inceleme sonucu konusunda uzman olmayan bilirkişi tarafından düzenlenen hükme elverişsiz rapora dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 16/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.