
Esas No: 2018/115
Karar No: 2020/3587
Karar Tarihi: 12.11.2020
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2018/115 Esas 2020/3587 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin babası ve murisi ..."ın 2006 yılından itibaren fiil ehliyeti olmadığı halde davalı kooperatifçe muris aleyhine 2008 yılında imzalanan ipotek ve kredi sözleşmesine dayanılarak icra takibi yapıldığını, başlatılan icra takibinin ve dayanak sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürerek, borçlu olunmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takibe dayanak ipotek belge ve kredi sözleşmelerinin 20.04.2006 ve 03.07.2008 tarihlerinde imzalandığı sırada davacının murisinin fiil ehiyeti olmadığına dair bir belge olmadığını, murisin 2009 yılında vesayet altına alındığını savunarak, haksız açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 11.02.2016 2015/8696 E. 2016/730 K. sayılı ilamıyla usuli eksiklikler nedeniyle kararın bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davacının murisi ve babası ..."ın 23.10.2008 tarihli muayenesinde fiil ehliyetini kaldıracak şekilde demans (bunama) teşhisi konulduğu, anılan rahatsızlığın murisin 03.07.2008 tarihli akdi imzalarken mevcut olduğu, ancak murisin rahatsızlığının daha evvel imzalanan 20.04.2006 tarihli sözleşmeye teşmil edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipten kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
HMK 297/2 maddesi uyarınca kararların infazında tereddüt uyandırmayacak şekilde açık olması gerekir.
Somut olayda icra dosyasında 2 ayrı ipotek akdi ile ilgili takip yapıldığı bu ipoteklerden 03.07.2008 tarihli olanda ipotek borçlusunun fiil ehliyetinin bulunmadığı belirlenmiştir. Bu durumda mahkemece, davalı tarafından icra takibine konu edilen alacağın hangi ipotek akdinden kaynaklandığının tereddüte yer verilmeyecek şekilde belirlenmesi, bu belirleme yapıldıktan sonra 03/07/2008 tarihinde murisin fiil ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek 03/07/2008 tarihli ipotek akdinden kaynaklı borç yönünden davanın kabulüne; 20/04/2006 tarihli ipotek akdinden kaynaklı borç yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken belirtilen hususlar dikkate alınmaksızın HMK"nın 297. maddesine aykırı şekilde infazı kabil olmayan bir karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
3-Kabule göre de icra takibi 3. kişileri de ilgilendirebileceğinden, mahkemece icra takibinin iptaline de karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,peşin alınan harcın istek halinde ilgiliye iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.