3. Hukuk Dairesi 2020/6477 E. , 2021/8586 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında, bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalılardan arsa sahibi Nuran ile yüklenici Aziz arasında imzalanan düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yüklenici davalı ..."e ayrılan bağımsız bölümü noterde yapılan düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile bedeli tamamen ve nakden ödenmek suretiyle satın aldığını, taşınmazda kat irtifakının kurulduğunu, bağımsız bölümün davalı arsa sahibi Nuran adına kayıtlı olduğunu, taşınmazın adına tapuda tescil edilmediğini ileri sürerek; davalı arsa sahibi Nuran adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini, tescilin mümkün olmaması halinde taşınmazın keşif tarihi itibariyle belirlenecek değerinin işlemiş faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ...; duruşmalara katılmamış, davaya cevap da vermemiştir.
Davalı ...; davalı ..."in edimini eksiksiz ve ayıpsız olarak yerine getirmediği için sözleşme gereğince bağımsız bölümü devir borcunun doğmadığını, bu nedenle davalı ... aleyhine açtıkları davanın kabulüne karar verildiğini, verilen kararı icraya koyduklarını, henüz tahsilatın gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; 13/05/2016 havale tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak, tüm binanın yapılmayan inşaat imalatının %6,24, bedelinin ise 158.422,45 TL olduğu, davacının yüklenici davalı ..."in halefi olması nedeniyle arsa sahibi davalı ..."ı ifaya zorlayabilmesi için yüklenicinin tüm edimini yerine getirmesi gerektiği, eksik iş bedelini depo etmeyen davacının arsa maliki davalı aleyhine açtığı tapu iptal ve tescil davasının esastan, davalı
yüklenici aleyhine açtığı davanın usulden reddine, dava konusu bağımsız bölümün dava tarihindeki rayiç bedelini yüklenici davalı ..."den talep edebileceği gerekçesiyle 180.000 TL alacağın yasal faizi ile birlikte davalı ..."den alınarak davacıya verilmesine, davalı ... aleyhine açılan tazminat davasının husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesi, taşınmaz satış vaadi ve alacağın temliki sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde; davalılar (arsa sahibi ile yüklenici) arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin zemin ile beraber on katlı binanın yapımına ilişkin olduğu, davacı ise davalı yükleniciden, yükleniciye düşen bağımsız bölümlerden bir adetini satın aldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda on katlı binanın bitirilme oranının %93.74 olduğu, eksik kalan %6.26 lık kısmının bedelinin 158.422,45 TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacının davalı yüklenici Aziz"in halefi olması nedeniyle arsa maliki olan davalı ..."ı ifaya zorlayabilmesi için, yüklenicinin tüm edimini yerine getirmesi gerekir. Ancak davacıya ilişkin bu yükümlülük davacının sadece satın aldığı bağımsız bölüme ilişkin olmalıdır.
O halde, mahkemece depo edilmesine karar verilen 158.422,45 TL"nin tüm binanın eksik kalan %6.26 lık kısma ilişkin olduğu, davacının satın aldığı bağımsız bölüme ilişkin eksik kalan kısımların tek tek hesaplanıp sonucuna göre karar verilmediği nazara alındığında, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmıştır.
Hal böyleyken, mahkemece yapılacak iş, rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bilirkişilerden davacının satın aldığı bağımsız bölüme ilişkin olarak eksik işlerin neler olduğu tek tek tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 16/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.