Esas No: 2014/9447
Karar No: 2014/8163
Karar Tarihi: 16.12.2014
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/9447 Esas 2014/8163 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa(Kapatılan) 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 14/01/2013
NUMARASI : 2012/21-2013/16
Taraflar arasındaki asıl tazminat ve birleşen sözleşmenin feshi davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı vekili ve asıl davada davalı-birleşen davada davacı H.. S.. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili, müvekkili yüklenici ile arsa maliki davalılar arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin davalılarca haksız feshedildiğini, müvekkilinin sözleşmenin ifasına yönelik bir kısım harcamalar yaptığını, bu süre zarfında başka bir iş almadığını ileri sürerek, harcamalar nedeniyle şimdilik 70.000,00 TL menfi zararın, yoksun kalınan kâr nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL müspet zararın tazminini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında müspet zarar yönünden talebini ıslah ile 208.000,00 TL"ye arttırmıştır.
Asıl davada davacı vekili, 16.05.2011 tarihli celsede taleplerini kâr yoksunluğu üzerine kurduklarını belirtmiştir.
Asıl davada davalı H.. S.. vekili, asıl davanın reddini istemiştir.
Asıl davada diğer davalılar cevap vermemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davalı yüklenicinin kusuru nedeniyle aralarında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ifasına imkânsız hale geldiğini ileri sürerek, sözleşmenin feshini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı yüklenici vekili, birleşen davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davada, inşaatın komşu parselleri ile birleştirilerek 2 blok üzerine kurulması hususunun arsa maliklerince asli unsur olarak kabul edildiği, komşu parseller ile birleşmenin sadece yüklenicinin iradesine bağlı olmayıp komşu parsel maliklerinin iradesine de bağlı olduğu, sözleşmenin asli unsuru yerine gelmediğinden ifasının mümkün olmadığının kabulü gerektiği, davalılar sözleşmeyi feshetmekte haklı olmalarına rağmen, sözleşmenin uygulanamamasının davacı yüklenicinin kusurundan da ileri gelmediği, bu durumda sözleşmenin tasfiyesi kapsamında herkesin aldığını geri vereceği, somut olayda davacı yüklenicinin yapmış olduğu işlerden dolayı davalıların faydasına olan hususlara ait bedellerin davacıya ödenmesi, sözleşme yapılma giderinin ise paylaşım oranı ve hakkaniyete göre değerlendirilerek ödenmesi gerektiği, bu kapsamda davacıya ödenmesi gereken toplam miktarın 54.630,52 TL olduğu; birleşen davada, arsa maliklerince fesih ihtarında bulunulduğu, asıl davada da yüklenici tarafından sözleşmenin devamı istenmeyip, haksız feshedildiği ileri sürülerek tazminat talep edilmekle fesih iradelerinin birleştiği, bu durumda sözleşmenin feshi için ayrı bir dava açmaya gerek bulunmadığı, feshin haklı olup olmadığı hususunun ise asıl davada savunma olarak ileri sürülebilecek bir husus olduğu, bu nedenle birleşen davada davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, ayrıca dava, sözleşmeye taraf tüm arsa malikleriyle birlikte açılmadığından veya muvafakatleri alınmadığından dava şartının da gerçekleşmediği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile 54.630,52 TL"nin davalılardan tahsiline, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı vekili ve asıl davada davalı-birleşen davada davacı H.. S.. vekili, temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki 20.06.2006 tarih ve 7365 yevmiye sayılı sözleşmede "Müteahhit yukarıda tapu kaydı yazılı gayrımenkulü aynı yerde bulunan diğer parsellerle tevhit yaparak meydana gelecek tek parsel veya sade yukarıda yazılı parsel üzerinde" inşaat yapmayı taahhüt etmiştir. Dosya kapsamından komşu parsellerle tevhit işleminin gerçekleşmediği, tek parsel üzerinde yapılacak binaya ilişkin projeler hazırlatılıp yapı ruhsatı alındığı anlaşılmıştır. Sözleşmeye göre inşaatın tevhit yapılmasa dahi davalı arsa sahiplerine ait .. ada .. parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılacağı taraflarca kabul edilmiş olup, sözleşme ekindeki bina kesiti tevhitle oluşacak yeni parsel üzerine yapılacak iki bloktan müteşekkil binaya ilişkin olduğundan, paylaşım yönünden tarafların yeniden sözleşme yapmaları gerektiği açıktır. Arsa sahipleri tarafından gönderilen 02.04.2007 tarihli ihtarnamede yüklenici mevcut koşullara uygun yeni bir sözleşme yapmaya davet edilmiş ise de, 10.04.2007 tarihli cevabi ihtarnamesinde yüklenici, aktedilen sözleşme şartlarına sadık kaldığını, bu sözleşme dışında başka koşulları olan yeni bir sözleşme yapılmayacağını belirterek, vekaletnamenin yeniden verilmesini istemiştir. Bu durumda mahkemenin arsa sahiplerinin sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğunun kabulü isabetli olmakla birlikte, yüklenici değişen şartlar nedeniyle mevcut sözleşmedeki paylaşım dengesi gözetilerek yeni bir sözleşme yapmaya yanaşmamakta kusurlu olduğu halde, tevhidin sözleşmenin asli unsuru olduğunun ve davacı yüklenicinin de kusursuz olduğunun kabulü isabetli olmamış ise de, karar sonucu itibariyle doğru olmuştur.
Öte yandan, mahkemece asıl davada, tek parsel üzerinde, tek blok olarak yapılacak binaya ilişkin proje ve ruhsat giderlerine hükmedilmiş olup, asıl davada davalı arsa sahibi H.. S.. tarafından yargılama boyunca yeni projeye sadece paylaşım dengesi yönünden itiraz ettiği görülmekle temyiz aşamasında ileri sürdüğü proje ve ruhsatın işine yaramayacağı yönündeki temyiz itirazı yerinde görülmemiştir.
Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacı vekili ve asıl davada davalı-birleşen davada davacı H.. S.. vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekili ve asıl davada davalı-birleşen davada davacı H.. S.. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.