Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/9744
Karar No: 2013/8790
Karar Tarihi: 14.05.2013

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2012/9744 Esas 2013/8790 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2012/9744 E.  ,  2013/8790 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... Gazetecilik San ve Tic. AŞ ve diğerleri aleyhine 31/03/2011 gününde verilen dilekçe ile basın ve yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/01/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı ... AŞ vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalılardan Samanyolu..."nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
    2-Davalı ...nin diğer temyiz itirazlarına gelince:
    Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılardan ...tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, ... Harp Okulu mezunu olup deniz yüzbaşı olarak görev yapmakta olduğunu, davalı ... TV"nin 01.11.2010 günü yayınlanan akşam haber bülteninde “Komutanım çıtır isterim” başlığı ile kadın pazarlığının dakika dakika kayda alındığına dair bir haber yayınlandığını, yine ... Gazetesi"nin 01/01/2010 tarihli nüshasında haberin aynı başlıkla verildiğini, arkadaşlar arasında yapılan şakanın bir bölümünün gerçekmiş gibi yayınlanmasıyla kamuoyunun yanıltılmasına, kadın pazarlayıcısı durumuna düşmesine ve toplum karşısında rencide olmasına neden olduğunu belirterek ayrı ayrı manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
    Davalılar, haberin güncel ve görünürdeki gerçeğe uygun olduğunu, haberin verilmesinde kamu yararı bulunduğunu, öz ile biçim arasındaki dengenin korunduğunu, herkesin kendi oluşturduğu ortam nedeniyle yapılan eleştirilere katlanmak zorunda olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; dava konusu gazetede, subay olan davacının aynı işyerinde çalıştığı astsubay ile kadın pazarlığı yaptığı belirtilerek, “....K"nın sık sık ...ya giderek eğitimli kadınlar getirdiği ve üst rütbeli subaylara pazarladığı öne sürülüyor. İddialara göre yüzbaşı...."ya giden üst düzey komutanlara orada da mekan ve kadın ayarlıyordu” şeklinde yorumlar da eklenmek suretiyle davacı ve birlikte çalıştığı astsubay arasında geçen diyaloğun, kelime kelime dökümüne yer verildiği, Davalı TV"nin, olayı habere dönüştürürken kullandığı üslup ve olayı yorumlama tarzının basın ve ifade özgürlüğüne uygun olmadığı belirtilerek hakkındaki davanın kısmen kabulüne, diğer davalı ... Gazetesinin ise; ilk defa televizyonlarda yayımlanan görüntüleri ertesi gün, haberleştirdiği, haber içeriğiyle uyumlu başlık kullanıldığı, basın özgürlüğünün belli dozda abartıya başvurmayı da kapsadığı ve haberi yapan muhabir hakkında takipsizlik kararı verildiği gözetilerek hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
    Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa"nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
    Dava konusu olayın gelişimi, olay tarihi ve yukarıdaki ilkeler gözönüne alındığında hükmedilen manevi tazminat fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... AŞ yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalı ... AŞ"nin diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/05/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI

    Basın Hukukunun en temel ilkesine göre "Basın özgürdür." Modern ve demokratik dünyada basın özgürlüğü devletlerin ve toplumların en benimsenmiş ve en vazgeçilmez kurallarından biridir. Bunun böyle olmasının asıl nedeni basının kamusal hizmet görmesidir. Basının kamusal hizmeti özellikle kamusal tasarruflar, devlet yönetimi ve her türlü güncel olayların toplum yararına takip edilmesi, diğer ifadeyle toplumsal denetimin (sivil denetimin) basın vasıtasıyla gerçekleştiriliyor olmasıdır. Bu anlamda basının işlevi haber verme hak ve görevi, eleştiri ve değerlendirme hakkından ibarettir. Basın fiziki, sosyal ve duygusal kişilik değerleri, özel hayatın gizlilik bölümüne saldırı olmaması kaydıyla, güncel olayları toplumun genel menfaatine ve saydığımız kişilik değerlerine hukuk sınırları içinde kalan ifadelerle eleştirel olarak yaklaşmalıdır. Basının sınır ihlali ise kişilik hakkının ağır veya hafif zedelenmesi şeklinde gerçekleşebilir. Bazen ihlaller olmasına rağmen toplumun menfaati açısından hukuka uygunluk da söz konusu olabilir. Böyle hallerde de saldırı gerçekleşmez.
    Somut olayda davaya konu edilen diğer ifadeyle yayınlanması nedeniyle davacı tarafın üzüldüğünü ileri sürdüğü bir takım diyalogların bir kovuşturmaya konu olduğu bütün tarafların kabulündedir. İkinci olarak davacı taraf bu görüntülerin şaka olduğunu ileri sürmektedir. Şu halde ilkin görüntü gerçektir, ikinci olarak bir kovuşturma eki olarak ortaya çıkmıştır. Yargıtay"ın yerleşen uygulamalarına göre bu tür konular haber konusu yapılabilir. Dolayısıyla güncellik ve gerçeklik söz konusudur. Böyle bir durumda güncellik ve gerçekliğin ve kamuoyu ilgisinin mevcut olduğu koşullarda basının haber yapma görevi ve özgürlüğü söz konusudur. Birden çok basın organında bu nedenle dava konusu edilen diyaloglar yayınlanmıştır. Dolayısıyla bu yayında herhangi bir tazminat sorumluluğu söz konusu olmaz. Sadece yayın sırasında veya yayın şeklinde ve içeriğinde veya haberin veriliş biçiminde kişisel haklara saldırı bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Demek ki öncelikle mahkemenin kabul kararı esas alınan nokta itibariyle yanlıştır ve bozulmalıdır.
    Basın bu denli kamuoyu ilgisi olan bir haberi verirken yorum ekleme hakkına sahiptir. Ve hatta yer yer bu hak görev niteliğindedir. Örneğin; altın kaçakçılığından tutuklu olan bir kişi hakkında haber verildiği zaman bu kişi altın kaçakçılığı yaptığına göre basın altını hangi ülkelerden temin edildiği yönünde araştırma yapabilir, bilgi sağlayabilir, bunları yazabilir ve bu yönde yorum yaptığı zaman hiçbir şekilde ... sözkonusu olamaz. Davalı basın yayın organı haber verirken haberin içeriğiyle hiçbir şekilde çelişmeyen ve haberin içeriğini doğrulaması olağan olan ve yine haberin içeriğiyle ilgili olan ve ayrıca bu tür yaşam tarzında olanların yabancı olmayacağı yer/kaynak göstermiştir. Bu ekleme hiçbir şekilde tazminata konu edilemez. Yayının asıl konusu hakkında içerik itibariyle kişilik haklarının ihlali söz konusu olmaz iken bu içeriğe sadece payanda olan ve ancak olasılık dışı olması düşünülemeyecek tarzda bir yorum nedeniyle tazminat talebinin kabul edilmiş olması hukuka aykırıdır.
    Kaldı ki kabul edilen miktara bakıldığında aslında ilk derece mahkemesi haberi içeriğini cezalandırma amaçlı tazminat miktarı belirlemiştir. Zira habere eklenen yorum kişilik haklarını ihlal ediyor olsa bile bu denli bir tazminat miktarının benimsenmesi söz konusu olamaz. Bu nedenle miktarın belirlenmesinden de ilk derece mahkemesinin aslında gerçek olan haber içeriğini davacıların kişilik haklarını ihlal ettiği esasını benimsemiş olduğu görülmektedir. Bu da basın özgürlüğü açısından vahim bir tabloyu göstermektedir. Salt bu nedenle dahi bu kararın bozulması gerekmektedir. Açıkladığımız nedenlerle çoğunluk görüşüne katılmıyoruz. 14/05/2013

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi