12. Ceza Dairesi 2018/3893 E. , 2018/9285 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davanın kısmen kabulü ile 5.541,60 TL maddi, 500.000 TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Davanın niteliğine göre, davacı vekilinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 318. (CMK"nın 299/1.) maddesi gereğince reddine karar verilmekle;
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekili ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Yargıtayın görevi ülke genelinde uygulama birliğinin sağlanması ve benzer olaylarda aynı çözüm tarzının oluşturulmasıdır. Bu görev yerine getirilirken hukukun genel ilkeleri, ülkedeki pozitif hukuk normları ve uluslararası temel insan haklarına ilişkin kural ve kabullere uygun bir yorum ve uygulama benimsenmelidir.
Bu ilke yalnızca denetim mahkemeleri için değil, hüküm mahkemeleri için de geçerlidir. Hukuk devletinin en belirgin özelliği hiçbir kurum ve makam ayrımı gözetilmeden herkesin hukuk kurallarına uymasıdır.
Dairemizin yerleşik kararlarında da vurguladığı üzere, manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir ölçü olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminat miktarının davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tutuklama tarihinden itibaren faize hükmedilmesi suretiyle tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nesafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymayacak ve emsal uygulamaların da oldukça üzerinde olacak şekilde çok fazla tayini,
2- Tazminat davasının dayanağı olan İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi"nin, 2014/181 Esas - 2015/145 Karar sayılı dosyasına ilişkin davacı tarafından sunulan, beraat hükmünün verildiği 07/04/2015 tarihinden sonraki bir tarihte düzenlenen ve avukatlık ücreti olarak ödendiği iddia edilen 22/06/2015 tarihli 8.260 TL bedelli ödeme makbuzu üzerindeki miktarın maddi tazminat kapsamında hüküm altına alınamayacağının gözetilmemesi,
3- Cezaevine girdiği tarihten önce 2009 yılının ocak ayında emekli olan davacının, tahliye olduğu 09/10/2013 tarihine kadarki çalışamamaktan kaynaklı zararının maddi tazminat kapsamında hüküm altına alınması gerektiğinin nazara alınması,
4- Davacının haksız tutuklu kaldığı süreçte Ankara iline nakli için cezaevi idaresine ödediği 281,60 TL" nin maddi tazminat kapsamında hüküm altına alınamayacağının gözetilmemesi,
5- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden ve özellikle maliye hazinesinden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekili ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 08/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.