23. Hukuk Dairesi 2014/3860 E. , 2014/8155 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Akşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/06/2013
NUMARASI : 2013/63-2013/240
Taraflar arasındaki mülkiyet tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkilleri arsa sahipleri ile dava dışı yüklenici S.S. K. Konut Yapı Kooperatifi arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, yapılan ek sözleşmeyle dairelerin tesliminin 15.05.2006 tarihi olarak belirlendiğini, anılan kooperatifin bu işi yapmasının mümkün olmaması üzerine kooperatifin kendisini tasfiye ederek, bu işi davalı S.S. F. S. Konut Yapı Kooperatifi"ne devrettiğini, daha sonra müvekkillerine taşeron olan Ş. Ö. ve kooperatif üyesi olan C.. A.."nın gelerek, davalı kooperatifin işlerinin çok yoğun olduğunu, arsa sahibi olarak sürekli kendilerine ulaşılmasının zor olduğunu, bu nedenle sözkonusu hakların bu aşamada, ileride taşınmazların mülkiyetinin müvekkillerine teslimi koşuluyla davalı C.. A.."ya devredilmesinin istenildiğini, müvekkillerinin de taşınmazların kendilerine verileceğini düşünerek bu hakları C.. A.."ya devrettiğini, davalı kooperatifin 07.07.2012 tarihli oturumda aldığı kararla yapılacak daire sayısını müvekkilinin rızasını almadan azalttığını, toplantı tutanağının 7. maddesi gereği arsa sahibine toplam 12 daire verilmesinin kabul edildiğini, halen 51 daireden 16 adedinin boş olduğunu, kooperatif temsilcileriyle yapılan görüşmede arsa sahibi olarak verilecek dairelerden bir kısmının satıldığının öğrenildiğini, ancak, tapuda halen taşınmazların davalı kooperatif adına kayıtlı bulunduğunu, müvekkillerinin gerek Noter sözleşmesi, gerekse, alınan kararlarla verilmesi öngörülen taşınmazları kaybetme olasılığı bulunduğunu, müvekkillerinin söz konusu taşınmazların kendilerinde kaldığını düşünerek bedelsiz olarak C.. A.."ya devrettiğini, bu hususta bir yanılmalarının bulunduğunu, asıl hak sahiplerinin müvekkilleri olduğunu, davalı C.. A.."ya arsa sahibi olduğu gerekçesiyle verilecek tüm taşınmazların müvekkillerine ait olduğu iddiasıyla bu davanın açıldığını ileri sürerek, davalı C.. A.. adına yazılacak tüm hisselerin (12 adet daire) müvekkilleri adına düzeltilmesini ve tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı C.. A.. vekili, davaya Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılması geretiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacılara karşı borç altına girenin müvekkili veya diğer davalı kooperatif olmayıp dava dışı S.S. K. Konut Yapı Kooperatifi olduğundan, davanın bu kooperatife karşı açılması geretiğini, her biri bağımsız mülkiyete konu olan taşınmazlara karşı açılan davanın tespit davası olarak görülmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin davacılara karşı bir yükümlülük altına girmediğini, müvekkili ile davacılar arasında yapılmış sözlü veya yazılı bir sözleşme bulunmadığını, davacıların taşınmazlarını müvekkiline değil, S.S. K. Konut Yapı Kooperatifi"ne 06.07.2000 tarihinde devrettiğini, bu devrin davacı ve anılan davalı kooperatifi bağladığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı S.S.F. S. Yapı Kooperatifi vekili, davacı tarafça talep edilen hususun taşınmazın mülkiyetine ilişkin olduğunu, tapu iptali ve tescil niteliği taşıdığını, müvekkili ile davacı arasında yazılı veya sözlü bir anlaşma bulunmadığını,iddiaların hiçbirinin doğru olmadığını, dava dışı S.S.F. S. Yapı Kooperatifi"nin kendisini tasfiye ederek müvekkiline devredilmesinin sözkonusu olmadığını, anılan kooperatifin tasfiye ve terkin tarihinin 2006, müvekkili kooperatifin kuruluş tarihinin 2008 olduğunu, davacının dava dışı S.S.F. S. Yapı Kooperatifi ile yaptığı sözleşmenin müvekkilini bağlamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın mülkiyet iddiasına ilişkin bir tespit davası olduğu, tespit davasının HMK"nın 106. maddesinde düzenlendiği, yasa gereği davacı tarafın iddiaları ve istemi dikkate alındığında eda davası açma olanağı bulunulan durumlarda tespit davası açılamayacağı, tespit davası açma koşulunun, hukuki ilişki ve hukuki yararın birlikte bulunması şartına bağlı olduğu, hukuki yarar bünyesinde tehlikenin yakın ve ciddi olması, tehdidin zarar doğurabilecek nitelikte bulunması, tespit hükmünün tehlikeyi ortadan kaldıracak nitelikte olması, davacının da hali hazırda hukuken korunma ihtiyacı bulunması ilkelerini taşıması gerektiği,,davacı tarafça tam olarak bütün bağlantıları ile birlikte tarafların husumet durumu da dikkate alınarak hukuki ilişki iddiasında bulunulduğu, bu hukuki ilişkinin ispata muhtaç olduğu anlaşılmakta ise de, hukuki yararın HMK"da dava şartı olarak düzenlendiği ve mahkemece yargılamanın her aşamasında re"sen dikkate alınması gerektiği, davacının mülkiyete ilişkin bu iddiası yönünden eda davası açma imkânı varken, tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın HMK"nın 114/1-h ve HMK"nın 115/1-1, 2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.