Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/23087
Karar No: 2008/7090

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/23087 Esas 2008/7090 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/23087 E.  ,  2008/7090 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir 10. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 14/06/2007
    NUMARASI : 2006/302-2007/212

    Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.   
    Dava, davacının  zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğradığı iddiasına dayalı maddi ve manevi zararlarının tazmini istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davacının maddi ve manevi zararlarını, davalı şirketten 27.9.2001 tarihli ibranameyle  tazmin ettiği gerekçesiyle  davanın  reddine karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının davalıya ait işyerinde çalışırken 27.1.2001  tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle vücudunda yanıklar meydana geldiğini olayın  Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası olarak kabul edildiği, maluliyetinin %0 olarak belirlendiği 27.9.2001  tarihli ibranamede davacının  kaza nedeniyle oluşan her türlü sağlık giderini,  kaza nedeniyle çalışmadığı günler ücretleriyle maddi ve manevi tazminatını tam ve noksansız olarak davalı şirketin taşeronu olan  D.T. adına E.İnşaat Sanayi ve  Ticaret  AŞ’ den  aldığını beyan ve imza ettiği, yargılama sürecinde ise bu belgenin henüz olayın etkisinde ilken kendisine tehditle imzalatıldığını iddia ettiği  anlaşılmaktadır.
    Maluliyet durumu ve kusur oranları konusunda kesin fikir sahibi olması mümkün olmayan işçinin olaydan sonra verdiği genel ve soyut açıklamayı içerdiği kuşkusuz olan ibranameyi tümden geçerli saymak, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Mevzuatının temel prensibi olan “işçinin korunması temel ilkesi” ne de uygun düşmeyecektir. Konuyla ilgili doğrudan amir bir hüküm bulunmaması  nedeniyle ibranın doğruluk ve güven kuralına aykırı olmaması gerektiği gerçeğine sıkıca sarılarak sorun çözümlenmelidir. Kural olarak tazminat alacaklısına yapılmış ödemenin bu miktar ile sınırlı olmak üzere bağlayıcılığı asıldır. Gerçek anlamda ödemeden söz edebilmek için tanzim edilecek miktar ile buna karşılık alınan meblağ arasında açık oransızlığın bulunmaması koşuldur. Ödemenin yapıldığı tarihteki verilerle hesaplanan tazminat ile ödenen miktar arasında açık oransızlığın bulunduğu durumlarda, yapılan ödeme makbuz niteliğinde kabul edilebilinir. Somut olayda ise  iş kazası nedeniyle davacıya maddi ve manevi zararlarına karşılık olarak bir ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmadan  sonuca gidilmiştir.
    Yapılacak iş; meydana gelen iş kazası nedeniyle davacının  maddi ve manevi zararlarına karşılık olmak üzere kendisine bir ödeme yapılıp yapılamadığını davalı işverenden sormak ödeme yapılmış ise bu ödemeyi gösteren  işyeri ticari defter ve kayıtlarıyla ödeme belgelerini istemek , ibraz edilememesi durumunda ortada geçerli bir ibranameden söz edilemeyeceği sonucuna varmak,   maddi ve manevi zararlarına karşılık olmak üzere davacıya  bir miktar ödemeyi  gösteren bir belgenin ibraz edilmesi durumunda ise ödenen paranın maddi ve manevi tazminat türüne aidiyetine ilişkin miktarı davacıya varsa ibraz edilecek  ödeme belgeleriyle davalı işverene açıklattırmak suretiyle açıklığa kavuşturulduktan sonra, ödemenin yapıldığı tarihteki veriler esas alınarak gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırmak, böylece tazmin edilecek miktar ile buna karşılık alınan meblağ arasında açık oransızlığın bulunup bulunmadığını denetlemek, açık oransızlığın bulunması
    durumunda maddi tazminata ilişkin ödemeyi "kısmi ifayı içeren makbuz" niteliğinde kabul etmek ve yapılan ödemenin ödeme tarihindeki gerçek zararı hangi oranda karşıladığını saptamak, son verilere göre hesaplanan tazminat miktarından yasal indirimler yapılmak suretiyle belirlenecek gerçek zarardan davalı tarafın ödeme yapılan tarihe göre zararın karşılandığı oranda indirim yapmak, daha sonra kalan miktara hükmetmek gerekir. Açık oransızlığın bulunmadığının tesbiti halinde ise davacının maddi tazminat talebinin tümden reddine karar vermek gerekir.
    Manevi tazminat istemine gelince, davalı tarafından  ibraz edilecek belgeye göre varsa  ödenen paranın maddi ve manevi tazminat türüne aidiyetine göre bir miktarının manevi zarara karşılık yapıldığı ibranamenin içeriğinden anlaşılmasına göre, hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntüler o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir hal olduğundan üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle manevi tazminatın bölünmesi, yeniden dava konusu yapılarak miktarının artırılması olanağı bulunmadığından ve bir defa da istenilmesi gerektiğinden davacı manevi zararını aldığından manevi tazminat isteminin şimdiki gibi reddine  karar vermektir.
     Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 1.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi