1. Hukuk Dairesi 2016/11185 E. , 2016/11379 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen 2013/66 esas sayılı davanın kabulüne, birleştirilen 2013/413 esas sayılı davanın ise reddine ilişkin olarak verilen karar davalı ... ile birleştirilen davada davacılar ..., .. ... ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava ve birleştirilen davalar, muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir.
Asıl davada davacılar, mirasbırakanları ..."ün 1167 ada 14 parsel sayılı taşınmazını 02.11.1999 tarihinde davalı oğlu Bayram Ali"ye, 703 ada 5 parsel sayılı taşınmazının 800/2982 payını 03.03.1980 tarihinde, 2182/2982 payını ise 22.10.1986 tarihinde birlikte yaşadığı davalı ..."e satış göstermek suretiyle devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Birleştirilen 2013/413 Esas sayılı davada davacılar, mirasbırakan babaları ..."ün, 1167 ada 14 parsel sayılı taşınmazı 02.11.1999 tarihinde davalı oğlu .. .. temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı ..., dava konusu taşınmazı mirasbırakandan satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuş, birleştirilen 2013/66 Esas sayılı davası ile de; muris babasının 703 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını birlikte yaşadığı davalı ..."e yapmış olduğu temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ..., murisin eşi ile geçimsizliğinden dolayı kendisi ile evlendiğini, hem yurtdışında hem de Türkiye"de çalıştığını, 223 ada 12 parsel sayılı taşınmazını murise devrettiğini, karşılığında murisin dava konusu taşınmazdaki 800/2982 pay devrettiğini, birikimleri ile kalan payı satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
./..
Mahkemece, 703 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 800/2982 payının davalı ..."e devrinin gerçek satış olduğu, 22.10.1986 tarihinde 2182/2982 pay devrinin ise mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, davalı ..."ye temlik edilen 1167 ada 14 nolu parselin ise bedeli ödenmek suretiyle satın alındığı, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen 2013/66 Esas sayılı davanın kabulüne, birleştirilen 2013/413 Esas sayılı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan 1934 doğumlu ..."ün 25.10.2011 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak asıl ve birleşen dosya davacıları ile dava dışı evlatları ..., İsa ve .... kaldığı, murisin maliki olduğu 703 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 800/2982 payını 03.03.1980 tarihinde, kalan 2182/2982 payınıda 22.10.1986 tarihinde nikahsız olarak birlikte yaşadığı davalı ..."e satış suretiyle temlik ettiği, 1167 ada 14 parsel sayılı taşınmazını ise 02.11.1999 tarihinde davalı oğlu Bayram Aii"ye satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Birleştirilen 2013/413 Esas sayılı davada 1167 ada 14 parsel sayılı taşınmazın davalı ..."ye devrinin bedelsiz ve muvazaalı olduğu kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA.
Asıl ve birleştirilen 2013/66 Esas sayılı dava dosyalarında davalı ..."in temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
../...
Somut olay da, murisin asıl ve birleştirilen 2013/66 esas sayılı davalara konu 703 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 800/2982 payını 03.03.1980 tarihinde davalı ..."e devrettiği, karşılığında da davalının 223 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını mirasbırakana temlik ettiği, anılan pay bakımından devrin bedeli karşılığında gerçekleştirildiğinin mahkemeninde kabulünde olduğu, 22.10.1986 tarihinde devredilen 2182/2982 pay yönünden toplanan deliller ve tanık anlatımlarından mirasbırakan ile davalı ..."in birlikte yurtdışında çalıştıkları, Türkiye"de de birlikte hayvancılık işi ile uğraştıkları, elde edilen gelirlerin mirasbırakan tarafından alındığı, murisin, davacı çocukları ile dosyaya yansıyan bir husumetinin bulunmadığı, öte yandan, murisin terekesinde 6 parça taşınmazının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan ilkeler ve somut olgular birlikte değerlendirildiğinde, asıl ve birleştirilen davaya konu 703 ada 5 parseldeki 2182/2982 payın davalıya temlikine ilişkin mirasbırakanın gerçek amaç ve iradesinin mirasçılardan mal kaçırmak olmadığı ve bu amaçla temlikin gerçekleştirilmediği kabul edilmelidir.
Hâl böyle olunca; asıl ve birleştirilen 2013/66 Esas sayılı davalara konu 703 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 2182/2982 payın temlikine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir.
Davalı ..."in temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.Başkan