17. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/2828 Karar No: 2017/2132 Karar Tarihi: 28.02.2017
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/2828 Esas 2017/2132 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2015/2828 E. , 2017/2132 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı vergi idaresinin haciz ihbarnamesi ile borçlu dava dışı.......Ltd. Şti borcundan dolayı davacıdaki alacaklarına haciz konulduğunu bildirdiğini, ancak bildirime süresinde itiraz edilemediğinden anılan şirkete bir borçlarının olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı alacaklı vergi idaresi vekili, davacının 7 günlük sürede itiraz etmediğinden, borcun zimmetinde sayıldığını ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporuna göre, dava dışı kamu borçlusuna ödemelerin 2007 itibari ile sona erdiği ve davacının borcunun olmadığını ispatladığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasanın 79.maddesinden kaynaklanın menfi tesbit davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde 16/06/2009 tarihinde ve 5904 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerekirken nisbi olarak takdir edilmesi de hatalı olmuştur. Öte yandan, Harçlar Kanununun 2588 sayılı Yasa ile eklenen (J) bendi hükmüne uyarınca Genel Bütçe kapsamındaki kamu idareleri yargı harcından muaftır. Kural olarak dava kabul edilirse harç münhasıran davalıya yükletilir ancak davalı İdare harçtan muaf olduğundan harcın davalıdan alınmasına karar verilmeyeceği gibi davacıya da yükletilemez. Bu durumda davacının peşin olarak yatırmış olduğu harcın iadesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken davalı idarenin harçtan sorumlu tutulması da isabetli olmamıştır. Ne var ki, H.U.M.K’nun 438/7.maddesi uyarınca bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının 3. bendindeki “4.416.10 TL nisbi” ibaresinin silinerek yerine” “1.320 TL maktu” ibaresinin yazılmasına, 4.bendin tümünün silinerek yerine “Davalı idare harçtan muaf olduğundan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 527,60 TL TL harcın talep halinde davacıya iadesine, 700,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine”“ ibaresinin yazılmasına hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 28.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.