Esas No: 1996/1322
Karar No: 1996/3484
Karar Tarihi: 03.10.1996
Danıştay 7. Daire 1996/1322 Esas 1996/3484 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı ile Goodyear Lastikleri A.Ş. arasında, ihracatı teşvik belgesi kapsamında ithal edilen işletme ihtiyacı malzemelere ilişkin katma değer vergisinin, yükümlü şirketin taahhüt hesaplarının kapatılmasından sonra, fiili ithal tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsil edilmesine yönelik işlemin iptali, ödenen vergi ve faizin iadesi talebine dair bir davada karar verilmiştir. Mahkeme, katma değer vergisine ilişkin kısmı bozarken, gecikme faizine ilişkin temyiz isteğini reddetmiştir. Mahkeme kararı üzerine yapılan incelemeler sonucunda, katma değer vergisi Kanunu'nun \"İthalat istisnası\" başlıklı 16. maddesi, ihracatı teşvik belgesi kapsamında ithal edilen eşyalara ilişkin gümrük vergi ve resimlerinin, teşvik tedbirleri nedeniyle teminata bağlanmak suretiyle ertelendiği, ancak ihracat taahhüdünün yerine getirilmesi üzerine, alınan teminatların yükümlüye iade edilmesi yolundaki Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Teşvik ve Uygulama Başkanlığı yazısının not bölümündeki uyarı nedeniyle, işletme ihtiyac
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1996/1322
Karar No: 1996/3484
Kararın Düzeltilmesini İsteyen :Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı
Karşı Taraf :...Lastikleri A.Ş.
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : İzmir Gümrük Müdürlüğünde tescilli 28.3.1989 gün ve … sayılı beyanname ile, yükümlü şirkete ait 20.1.1989 gün ve … sayılı teşvik belgesi kapsamında ithal olunan işletme ihtiyacı malzemelere ilişkin olup ithal anında teminata bağlanan katma değer vergisinin, yükümlü şirketin taahhüt hesaplarının kapatılmasından sonra, fiili ithal tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline yönelik işlemin iptali, ödenen vergi ve faizin iadesi yolundaki .... Vergi Mahkemesinin ... günlü, E:...; K:... sayılı kararını onayan Danıştay Yedinci Dairesinin 25.10.1995 günlü, E:1992/6706; K:1995/4080 sayılı kararının; işletme ihtiyacı malzemelerin, ihraç edilecek malın bünyesine girmediğinden yurt dışı edilmediği, yurtta kalması nedeniylede kat'i ithal hükmünde olduğu, ithal anında nakden tahsil edilmesi gereken katma değer vergisinin yanlışlıkla teminata bağlandığı, bu itibarla, eşyaya isabet eden verginin gecikme faizi ile birlikte tahsil edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi ...'ın Düşüncesi: İhracatı teşvik mevzuatı çerçevesinde uygulanan teşvikler, işletme ihtiyacı malzemelere ilişkin vergileri kapsamayacağından, mahkeme kararının vergi aslına ilişkin kısmında isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, ithal esnasında peşinen tahsil edilmesi gerekirken, gümrük idaresince sehven teminata bağlanan katma değer vergisinin zamanında tahsil edilmemesinde yükümlüye kusur izafe edilemeyeceğinden, gecikme faizi istenilmemesi gerekir.
Açıklanan nedenlerle, karar düzelte isteminin kabulüyle, mahkeme kararının, katma değer vergisine ilişkin kısmının bozulması, gecikme faizene ilişkin temyiz isteğinin ise reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı ...'ın Düşüncesi : Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine uygun görüldüğünden, Dairemizce verilen 25.10.1995 günlü, E:1992/6706; K:1995/4080 sayılı karar ortadan kaldırıldıktan sonra işin esası yeniden incelendi:
Uyuşmazlık, ihracatı teşvik belgesi kapsamında gümrük vergi ve resimlerinden muaf olarak ithal edilen işletme ihtiyacı malzemelerin katma değer vergisinden de muaf sayılıp sayılmayacağı hususu ile muaf sayılması halinde gecikme faizi uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin bulunmaktadır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun "İthalat istisnası" başlıklı 16. maddesinde hangi teslim ve hizmetlerin vergiden müstesna tutulacağı belirtilmiş olup, aynı kanunun 19. maddesinin 1. fıkrasında da, "Diğer kanunlardaki vergi muaflık ve istisna hükümleri bu vergi bakımından geçersizdir. Katma değer vergisine ilişkin istisna ve muafiyetler ancak bu kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir." hükmü yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden, ihracatı teşvik belgesi kapsamında ithal edilen eşyalara ilişkin gümrük vergi ve resimlerinin, teşvik tedbirleri nedeniyle teminata bağlanmak suretiyle ertelendiği, ihracat taahhüdünün yerine getirilmesi üzerine, alınan teminatların yükümlüye iade edilmesi yolundaki Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Teşvik ve Uygulama Başkanlığı yazısının not bölümündeki uyarı nedeniyle, işletme ihtiyacı malzemelere ait katma değer vergisi ve hesaplanan gecikme faizinin yedi gün içinde ödenmesi gerektiği hususunun İzmit Gümrük Müdürlüğünün 3.9.1991 tarih ve 5842 sayılı yazısı ile yükümlüye bildirildiği, bu bildirim üzerine söz konusu vergi ve faizin ödendiği anlaşılmaktadır.
Olayda, teşvik belgesine dayalı olarak gerçekleştirilen ithalat, 3065 sayılı Yasanın yukarıda açıklanan 16. maddesi kapsamında bir teslim sayılmadığı gibi, Katma Değer Vergisi Kanununda bu tür ithalatın katma değer vergisinden muaf olduğuna ilişkin bir hükme de yer verilmediği cihetle, ithal eşyasının katma değer vergisinden muaf tutulmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
Gecikme faizine gelince; ithalat sırasında idare tarafından, uyuşmazlık konusu verginin ödenmesi gerektiği yönünde bir uyarı ya da bildirim yapılmaması karşısında, vergilerin geç ödenmesinde yükümlü kurumun kusurundan söz etmek mümkün değildir.
Bu nedenle, katma değer vergisinin geç ödendiği ileri sürülerek yükümlü kurumdan faiz istenilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kısmen kabulüne, mahkeme kararının katma değer vergisine ilişkin kısmının bozulmasına, gecikme faizine ilişkin temyiz isteminin reddine, kararın bu kısmının onanmasına, bozma kararı üzerine mahkemece verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 3.10.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.