16. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/8418 Karar No: 2016/2337 Karar Tarihi: 08.03.2016
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/8418 Esas 2016/2337 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2015/8418 E. , 2016/2337 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVACILAR : ... VE ARKADAŞLARI DAVALILAR : HAZİNE, ... VE ARKADAŞLARI DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında... Köyü çalışma alanında bulunan 595 parsel sayılı 51.155,05 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, ...ve ..."ın işgalinde olduğu ve 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığı şerh verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit ve 10.07.1997 tarihinde tescil edilmiştir. Taşınmaz hakkında 3402 sayılı Yasa"nın Ek-4 maddesi gereğince 2010 yılında yapılan güncelleme çalışmaları sonucunda kullanıcı yönünden herhangi bir değişiklik olmadığı belirtilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları, çekişmeli taşınmazın ortak muris ..."dan 6 çocuğuna kaldığı ve herkesin 1/6 payı olması gerektiği halde murisin çocuklarından ölü ..."in mirasçıları olan ... ve ..."ın isimlerinin de pay oranları belirtilmeden beyanlar hanesine yazılması sonucu onların da eşit paya sahip oldukları sonucunu doğurur şekildeki şerhin iptali ile tüm mirasçıların miras payları oranında adlarına kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesindeki ... isminin çıkarılarak yerine bu kişinin mirasçılarının isimlerinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığı belirtilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit ve 10.07.1997 tarihinde tescil edilmiş olup, bu tespit sırasında beyanlar hanesine, ... ve ..."ın işgalinde olduğu şerhi verilmiştir. Taşınmaz hakkında 3402 sayılı Yasa"nın Ek-4 maddesi gereğince 2010 yılında yapılan güncelleme çalışmaları sırasında kullanıcı yönünden herhangi bir değişiklik olmadığı belirtilmiş, davacılar, 20.07.2012 tarihinde dava açarak çekişmeli taşınmazın kullanıcılarının pay oranlarının hatalı tespit edildiği iddiasında bulunmuşlardır. Buna göre dava, güncelleme işlemine değil 10.07.1997 tarihinde kesinleşen kullanıcı şerhine yöneliktir. Hal böyle olunca mahkemece; 1997 yılında kesinleşen kadastro tutanağı esas alınmak suretiyle tescil tarihi ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğu göz önünde bulundurularak davanın hak düşürücü süre nedeni ile tamamen reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Ayrıca talep dışına çıkılarak, adına kullanıcı şerhi verilenlerden ..."ın yerine, miras payları gösterilmeksizin doğrudan mirasçılarının isimlerinin yazılması suretiyle diğer şerh sahipleriyle eşit pay sahibi olacak şekilde kullanıcı olduklarına dair şerh verilmesi de doğru değildir. ...mirasçıları olan davalılar yönünden dava reddedildiği halde aleyhlerine yargılama giderlerine hükmedilmesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 08.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.