Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/9166
Karar No: 2010/469
Karar Tarihi: 21.01.2010

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2008/9166 Esas 2010/469 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2008/9166 E.  ,  2010/469 K.

    "İçtihat Metni"

    .....

    Davacı kurum, meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler nedeniyle, uğranılan Kurum zararının 506 sayılı Yasanın 26.maddesine göre rücuan ödetilmesini istemiştir.
    Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı işveren Şirket Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dava; meslek hastalığı(mesleki pnömokonyoz)sonucu, 05.11.2004 tarihi itibarıyla %85 oranında sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirlerin, 506 sayılı Yasanın 26.maddesi uyarınca, davalı işverenden rücuan tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece;32 yıl formülüne göre belirlenmiş %90,15 oranındaki işveren kusuruna göre yapılmış gerçek zarar hesabı doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    1-Davalı işveren kusuru,uygulamada 32 yıl formülü olarak bilinen yöntemle 08.12.2005 tarihli ........ Bilirkişilerinden alınmış kusur raporu ile %90,15 olarak belirlenmiş ise de; bu belirleme,sigortalının 1975-1998 tarihleri arası dönemde 24 yıl süreyle,davalı işverene ait maden ocağı işyerinde kazmacı-kürekçi-tamirci olarak çalıştığı varsıyımından hareketle saptanmıştır.Dava dosyası içerisinde, sigortalıya ait şahsi sicil dosyası bulunmadığı gibi,meslek hastalığına ilişkin olarak düzenlenmiş 08.06.2004 tarihli müfettiş raporuna göre de, sigortalının 1982-1998 tarihleri arası dönemde davalı işverene ait 550 no’lu maden işyerinde,1981-1982 yılları arası dönemde 1124 no’lu işyerinde kayden çalışması bulunduğu belirtilirken,1981 tarihi öncesi dönem yönünden ise,herhangi bir belirleme yapılmamıştır.Öte yandan,anılan 1124 no’lu işyerinin, davalı işverene ait olup olmadığı hususu da belirsizdir.
    Mahkemenin hükmü eksik inceleme ve araştırmağa dayalıdır..Zira, sigortalının davalı işverene ait işyerinde kazmacı-kürekçi olarak 1998 yılındaki ayrılış tarihi ile bu tarih itibarıyla sigortalıdaki meslek hastalığı sonucu oluşan sürekli iş göremezlik derecesi belirlenmemiş; yine sigortalının, üçüncü bir işveren ve/veya işverenler nezdinde geçen ve meslek hastalığına bağlı sürekli iş göremezlik derecesini artıran bir çalışmasının bulunup bulunmadığı yönünde araştırma da yapılmamıştır.
    Sigortalının, davalı işverene ait işyerinde kazmacı-kürekçi olarak 1998 yılındaki ayrılış tarihi ile bu tarih itibarıyla sigortalıdaki meslek hastalığı sonucu oluşan sürekli iş göremezlik derecesi ve buna göre de davalı işveren kusuru,32 yıl formülü olarak bilinen yöntemle belirlenmesi gerekir. Ayrıca, sigortalıya ait şahsi
    .......

    sicil dosyası celbedilmek suretiyle,davada teselsül hükümlerine dayanılmadığı gibi, meslek hastalığına dayalı rucu davalarında teselsül hükümlerinin uygulanamayacağı hususu gözetilerek,davalı işveren dışında,başkaca işverenler nezdinde meslek hastalığına bağlı sürekli iş göremezlik derecesini artıran bir çalışmasının olup olmadığı araştırılmalı,hangi tarihlerde ne iş yaparak çalışmanın geçtiği belirlenmeli,davalı işveren nezdinde geçen çalışma dönemi terettüde yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulmalı ve buna göre davalı işveren kusuru yeniden belirlenmelidir.Yapılacak araştırma sonucu,sigortalının farklı işverenler nezdinde geçmiş çalışmalarının varlığı saptanacak olunursa,her işverenin sadece kendi kusuru oranındaki rucu alacağı miktarından sorumlu tutulması gerektiği gözönünde bulundurulmalıdır.
    Yapılacak araştırma ve inceleme sonucu, 32 yıl formülü kullanılmak suretiyle alınacak kusur raporu ile, davalı işveren kusurunun şimdikinden fazla çıkması halinde, davacı Kurumun hükmü temyiz etmemiş olması nedeniyle,davalı işveren lehine oluşacak usuli kazanılmış hak durumu da ayrıca değerlendirilmelidir.
    2-Diğer taraftan,davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 26. maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26. maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, ilk peşin değerli gelirler ile harcama ve ödemelerin; tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlı kısmına hükmedilmesi gerekirken, gerçek zarar tavan değeri gözetilerek hüküm kurulması da ayrıca isabetli görülmemiştir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı Şirket Avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç :Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 21.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
    .......

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi