11. Hukuk Dairesi 2015/11210 E. , 2016/6844 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17.06.2015 tarih ve 2014/534-2015/236 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK"nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 21.04.2006/1632 sayılı tasarım tescil belgesinin sahibi olduğu, davalının müvekkili tasarımı karşısında yeni ve ayırt edici olmayan 2009/3176 sayılı tasarımı adına tescil ettirdiğini, bu tasarımın hükümsüzlüğü istemiyle ... Asliye 3. Hukuk Mahkemesi"nde dava açtıklarını ve davalı tasarımının hükümsüz kılındığını, kararın 17.09.2014 tarihinde kesinleştiğini, hükümsüzlüğün etkisinin geçmişe etkili olduğunu, davalının, 2009/3176 sayılı tasarımının başvuru tarihinden başlamak üzere müvekkilinin tasarım tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiği, uğradığı zararları tazmin etmek zorunda olduğunu, davalının www.....com web sayfasında anılan tasarımın görselini koyarak tanıtıma devam ettiğini, dava dışı ... isimli firmaya ürün satışında bulunduğunu, kötüniyetli olduğunu, davalının tasarım hakkına tecavüzünün tespiti, durdurulması, ref"i ve önlenmesine, şimdilik 5.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın hükümsüz kılınan tasarımın başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline, davalı web sayfasına erişimin engellenmesine ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin yargılama konusu ürünün üretimine 2011 yılında son verdiğini, internet sayfasında kalan görseli teknik olarak bu işleri yeterince bilmemesi sebebiyle kaldırmadığını, davacının bildiriminden sonra anılan görselin web sayfasından çıkarıldığını, müvekilinin dava dışı firmaya sattığı ürünlerin faturalarda da gösterildiği üzere yargılama konusu olmayan başka tasarım belgelerine konu ürünler olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, sonradan hükümsüz kılınsa bile tasarımı adına tescil ettiren kişinin kullanımı sicilden terkin anına kadar tescilli bir hakkın kullanımından ibaret olduğu, bu dönemdeki kullanımlarla ilgili kendisine karşı başka bir tasarım veya sınai hakka dayalı olarak dava açılmasının mümkün olmadığı, davalının kötüniyetli olduğunu gösterir hiç bir emare bulunmadığı, davalının, hükümsüzlük davasıyla birlikte sunulan kanıtlara göre kullanıma son verdiği, davalının dava dışı firmaya ürün satışında bulunduğunun da ispatlanamadığı, anılan firma cevabına göre böyle bir vakıanın da olmadığı, web sayfasındaki görselin çıkarılamamasının web tasarımcısına ulaşılamamasından kaynaklandığı, varlığının devam ettiğinin öğrenilmesi üzerine hemen kaldırılmasının da davalının iyiniyetli yaklaşımını ortadan kaldırmadığı, davalı tasarımının 05.01.2015 tarihinde sicilden terkin edildiği ve davanın da 24.12.2014 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, tescilli tasarıma tecavüzün tespiti, meni ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre, tasarım tescil belgesinden kaynaklanan hakların kullanılması bu belge ile sağlanan koruma kapsamında olup, tescilli bir tasarımın haksız kullanımından söz edilemez. Ancak, tasarım tescil belgelerinin hükümsüzlüğü yolundaki kararlar ile sicilden terkinleri sağlandıktan sonra korumaları kalkacak ve bu tarihten itibaren kullanımlarının haksız olduğu ileri sürülebilecektir. Tescilli endüstriyel tasarım sahibi, bu tescil hükümsüz kılınmadıkça tasarımını kullanabilir. Tasarım hakkının sona erdirilmesi için sicilden terkin bildirici mahiyettedir. Somut uyuşmazlıkta, davacının davalıya ait tasarımın hükümsüzlüğü istemiyle dava açtığı, davalıya ait tasarımın hükümsüz kılındığı ve bu kararın 17.09.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, hükümsüzlük kararının kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasındaki kullanım iddialarının değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.